26 Mayıs 2017 Cuma

KURAN -22- (53) NECM SURESİ TÜRKÇE ÖZÜ

(Bismillahirrahmanirrahim)
(her şeye) Yaratılmışlara sonsuz ve sınırsız lütuf, ihsan, rahmet bahşeden, rahmetiyle sayısız nimetler ihsan eden, merhameti ve rahmeti bol, kulluk edilmeye layık tek ilah Allah'ın ismi ile (yardımıyla) (başlanır)
(Aynı zamanda müşriklerin bir işe başlarken Allah yerine kendi ilahlarının adlarını zikretmelerine nispettir)

Necm: Yıldız
62 Ayet - /Kuran ilahi vahiy, Muhammed peygamber/

(rivayeten) Muhammed peygamber tarafından Kabe'de müşriklerin yüzüne karşı okunmuştur. Muhammed'in peygamberliğini Kuran'ın ilahi vahyini vurgulayıp şirk inancını eleştirir (rivayeten)
(bkz.Hasan Elik & Muhammed Coşkun, İndirildiği dönemin ışığında Kur'an tefsiri)

MUHAMMED ALLAH'IN PEYGAMBERİDİR
AYETİN OKUNUŞU: 1-) Ven necmi iza heva;
KELİMELERİ: Ve en necmi*izâ*hevâ
KELİME KARŞILIKLARI: o yıldıza andolsun*olan*kaymakta
TÜRKÇE ÖZÜ;
Ey müşrikler!
1-Kayan o yıldıza andolsun
AYETİN OKUNUŞU: 2-) Ma dalle sahıbuküm ve ma ğava;
KELİMELERİ: Mâ dalle*sâhıbu-kum*ve mâ gavâ
KARŞILIKLARI: sapmadı*dostunuz*azmadı
TÜRKÇE ÖZÜ;
2-Kendisini çok iyi tanıdığınız ve dürüstlüğünden emin olduğunuz Muhammed iddia ettiğiniz gibi yolunu şaşırmadı ve delalete düşüp azmadı
AYETİN OKUNUŞU: 3-) Ve ma yentıku anil heva;
KELİMELERİ: Ve mâ yentıku*ani el hevâ
KARŞILIKLARI: ve konuşmuyor*kendiliğinden
TÜRKÇE ÖZÜ;
3-Ve Muhammed kendiliğinden boş bir heves ile konuşmuyor
AYETİN OKUNUŞU: 4-) İn huve illâ vahyun yuha;
KELİMELERİ: İn*huve*illâ*vahyun*yûhâ
KARŞILIKLARI: ancak*o*sadece*vahiydir*vahyolunan
TÜRKÇE ÖZÜ;
4-Sizlere anlattıkları sadece ona vahyolunanlardır
AYETİN OKUNUŞU: 5-) Allemehu şediydulkuva;
KELİMELERİ: Alleme-hu*şedîdu*el kuvâ
KARŞILIKLARI: ona (getirip) öğreten*üstün güç sahibi*kudretlidir
TÜRKÇE ÖZÜ;
5-Ve ona bu vahyi, iletmeye muktedir vahiy meleği Cebrail getirdi
AYETİN OKUNUŞU: 6-) Zu mirretin, festeva;
KELİMELERİ: Zû*mirratin, fe*estevâ
KARŞILIKLARI: sahibi*azamet*olanca*haşmetiyle göründü
TÜRKÇE ÖZÜ;
6-Azamet sahibi Cebrail ona olanca haşmetiyle göründü
---Ey müşrikler; Size tebliğ ettiği bu Kuran onun kendi sözleri veya birtakım şeytani güçlerin telkini değil ilahi vahiydir.(1) Bu vahyi üstün niteliklere sahip ve korumaya muktedir Cebrail getirmiştir(2)---

VAHYİN NÜZULÜ
AYETİN OKUNUŞU: 7-) Ve huve Bil ufukıl a'la;
KELİMELERİ: Ve huve*bi el ufuki*el a’lâ
KARŞILIKLARI: ve o*ufkun*en yüksek yerinden
TÜRKÇE ÖZÜ;
7-Cebrail ufkun en yüksek yerinden
AYETİN OKUNUŞU: 8-) Sümme dena fetedella;
KELİMELERİ: Summe*denâ*fe*tedellâ
KARŞILIKLARI: sonra*yaklaştı*öylece*indi
TÜRKÇE ÖZÜ;
8-Yaklaşıp öylece indi
AYETİN OKUNUŞU: 9-) Fekâne kabe kavseyni ev edna;
KELİMELERİ: Fe kâne*kâbe*kavseyni*ev*ednâ
KARŞILIKLARI: böylece oldu*uzaklık*iki yay mesafesi kadar*hatta*daha yakın
TÜRKÇE ÖZÜ;
9-Ve böylelikle iki yay mesafesi kadar, hatta daha yakınına kadar geldi Muhammed'in
AYETİN OKUNUŞU: 10-) Feevha ila abdiHİ ma evha;
KELİMELERİ: Fe evhâ*ilâ abdi-hî*mâ*evhâ
KARŞILIKLARI: böylece*onun kuluna*(vahyedeceği) şeyi*vahyetti
TÜRKÇE ÖZÜ;
10-Böylece Muhammed'e vahyi iletti
AYETİN OKUNUŞU: 11-) Ma kezebel fuadu ma rea;
KELİMELERİ: Mâ kezebe*el fuâdu*mâ raâ
KARŞILIKLARI: yalanlamadı*gönlü*gördüğü şeyi
TÜRKÇE ÖZÜ;
11-Muhammed'in gönlü, gördüğü şeyi (Cebrail'i) yalanlamadı
--Burada anlatılan Cebrail'in maddi bir varlık olarak değil manevi bir varlık olarak Muhammed peygamberin mana alemine inmesidir. "İki yay mesafesi ve hatta daha yakın" ve diğerleri arapça üzerinden kurulan şiirselliğin öğeleridir(3) --
*
AYETİN OKUNUŞU: 12-) Efe tumarunehu alâ ma yera;
KELİMELERİ: E*fe*tumârûne-hu*alâ*mâ yerâ
KARŞILIKLARI: ...mı*halâ(mı)*onunla tartışıyorsunuz*hakkında*gördüğü şey
TÜRKÇE ÖZÜ;
Ey müşrikler!
12-Yoksa siz Muhammed ile gördüğü Cebrail hakkında mı tartışıyorsunuz halâ
AYETİN OKUNUŞU: 13-) Ve lekad reahu nezleten uhra;
KELİMELERİ: Ve lekad*raâ-hu*nezleten*uhrâ
KARŞILIKLARI: ve andolsun*onu gördü*inişinde*diğer
TÜRKÇE ÖZÜ;
13-Ve andolsun ki Cebrail'i başka bir inişinde de gördü
AYETİN OKUNUŞU: 14-) Inde SidretilMünteha;
KELİMELERİ: İnde*sidratil muntehâ
KARŞILIKLARI: yanında*sidratül munteha'nın
TÜRKÇE ÖZÜ;
14-Sidretül Münteha'nın (4) yanında
AYETİN OKUNUŞU: 15-) Indeha Cennetül Me'va;
KELİMELERİ: İndehâ*cennetul me’vâ
KARŞILIKLARI: yanındaki*cennetul meva'nın
TÜRKÇE ÖZÜ;
15-Meva cennetinin yanındaki
AYETİN OKUNUŞU: 16-) İz yağşes sidrete ma yağşa;
KELİMELERİ: İz*yagşe*es sidrate*mâ yagşâ
KARŞILIKLARI: zaman*bürüyen*bürüdüğü
TÜRKÇE ÖZÜ;
16-Sidre ağacını Allah'ın nuru kapladığında
AYETİN OKUNUŞU: 17-) Ma zağal basaru ve ma tağa;
KELİMELERİ: Mâ zâga*el basaru*ve mâ tagâ
KARŞILIKLARI: kaymadı*bakışları*ve haddi aşmadı
TÜRKÇE ÖZÜ;
17-Muhammed'in bakışları kaymadı ve haddini aşmadı
AYETİN OKUNUŞU: 18-) Lekad rea min ayati Rabbihil kübra;
KELİMELERİ: Lekad*raâ*min âyâti*rabbihi*el kubrâ
KARŞILIKLARI: andolsun*gördü*ayetlerini*rabbinin*en büyük
TÜRKÇE ÖZÜ;
18-Andolsun ki, Muhammed Rabbi'nin en büyük alametlerini gördü
--Ey müşrikler; Siz nasıl olur da Muhammed'in vahiy aldığını inkar edersiniz(5) O bu vahyi büyük bir alçakgönüllülükle ilahi makamdan alıp kabul etmiş, gönlünü Rabbinin nuru ile aydınlatmış, cennet alemi hakkında bilgilendirilmiş(6) Cebrail tarafından Rabbinin muazzam ayetlerine muhatap kılınmıştır--

MÜŞRİKLERİN ŞEFAATÇİ KABUL EDİP ALLAH'A ORTAK KOŞTUĞU PUTLAR
AYETİN OKUNUŞU: 19-) Efe raeytümüllate vel uzza;
KELİMELERİ: E*fe*raeytumu*el lâte*ve el uzzâ
KARŞILIKLARI: ..mü*düşündünüz(mü)*lat*ve uza'yı
TÜRKÇE ÖZÜ;
19-Siz Lat ve Uzza ismini verdiğiniz putlara neden taptığınızı hiç düşündünüz mü(7)
AYETİN OKUNUŞU: 20-) Ve menates salisetel uhra;
KELİMELERİ: Ve menâte*es sâlisete*el uhrâ
KARŞILIKLARI: ve menat'ı*üçüncü*diğeri
TÜRKÇE ÖZÜ; 
20-Ve diğerine. Üçüncüsü olan Menat'a
AYETİN OKUNUŞU: 21-) Elekümüzzekeru ve lehül ünsa;
KELİMELERİ: E lekumu*ez zekeru*ve lehu*el unsâ
KARŞILIKLARI: sizin mi*erkekler*onların mı*kızlar
TÜRKÇE ÖZÜ;
21-Erkek çocuklar sizin, kız çocuklar onların mı
AYETİN OKUNUŞU: 22-) Tilke izen kısmetun dıyza;
KELİMELERİ: Tilke*izen*kısmetun*dîzâ
KARŞILIKLARI: hal*böyle ise*bir taksim*insafsızca
TÜRKÇE ÖZÜ;
22-Hal böyleyse, bu insafsız bir taksimdir
--Ey müşrikler; Kutsallaştırdığınız putları şefaatçi kabul edip Allah'a ortak koşuyorsunuz. Üstelik kız çocuklarını hakir görüp erkek çocuklarını üstün tutarken bu putlara "Allah'ın kızları" diyorsunuz. Bu çok ahlaksız bir tavır.--
*
AYETİN OKUNUŞU: 23-) İn hiye illâ esmaun semmeytumuha entum ve abaukum ma enzelAllahu Biha min sultan* in yettebiune illazzane ve ma tehvel enfüs* ve lekad caehüm min Rabbihimül hüda;
AYETİN
KELİMELERİ: İn*hiye*illâ*esmâun*semmeytumû-ha* entum*ve âbâu-kum*mâ enzele*allâhu* bi-hâ*min sultân,
KARŞILIKLARI:ancak*onlar*sadece*isimler*onları siz isimlendirdiniz*siz*ve sizin babalarınız-atalarınız*vermedi*allah*onlara*sultanlık
MEALİ:onlar sadece isimleri olan varlıklar. o isimleri de onlara siz ve sizin baba ve atalarınız verdi. allah onlara bir yetki göndermedi.
KELİMELERİ: in*yettebiûne*illâ*zanne*ve mâ tehvâ*el enfusu, 
KARŞILIKLARI: ancak*tabi oluyorlar*sadece*zanna*ve arzu ettiği şeylere*kişiliklerin
MEALİ: onlar sadece kişilerin istek ve arzularına hizmet ediyorlar
KELİMELERİ: ve lekad*câe-hum*min rabbi-himu*el hudâ
KARŞILIKLARI: andolsun ki*onlara da*rableri katından*hidayet gelmiştir
MEALİ: artık onlara da rableri katından hidayet geldi
TÜRKÇE ÖZÜ;
23-Gerçek şu ki bu putlar atalarınızın uydurduğu asılsız varlıklar olup ilahi vahye dayanmamaktadır. Onlar sadece istek ve arzulara hizmet etsin diye atalarınız tarafından icad edilmişlerdir. Allah onlara bir yetki göndermedi. Artık bu asılsız şeylere tapmak yerine ilahi vahyin temsilcisi Muhammed'in rehberliğini kabul etmelisiniz.

PUTLARDAN ŞEFAAT UMAN MÜŞRİKLERE CEVAP
AYETİN OKUNUŞU: 24-) Em lil’ İnsani ma temenna;
KELİMELERİ: Em*li el insâni*mâ*temennâ
KARŞILIKLARI: veya*insanlar*bazı şeyler*diler
TÜRKÇE ÖZÜ;
24-Bazı insanlar putlardan dilediği her şeyin gerçekleşebileceğini sanır
AYETİN OKUNUŞU: 25-) FeLillahil ahıretu vel’ ula;
KELİMELERİ: Fe*li allâhi*el âhiratu*vel ûlâ
KARŞILIKLARI: oysa*allah'ındır*ahiret*ve başlangıç
TÜRKÇE ÖZÜ;
25-Ama dünya da ahiret de Allah'ındır
AYETİN OKUNUŞU: 26-) Ve kem min melekin fiys Semavati la tuğniy şefaatuhüm şey'en illâ min ba'di en ye'zenAllahu li men yeşau ve yerda;
AYETİN
KELİMELERİ: Ve kem*min melekin*fî es semâvâti*lâ tugnî*şefâatu-hum*şey’en*
KARŞILIKLARI: ve nice*melekler*vardır semada*fayda etmez*şefaatleri*bir şeye*
MEALİ: Göklerde nice melekler vardır ki onların bile  şefaatleri hiçbir şeye fayda etmez
KELİMELERİ: illâ*min ba’di*en ye’zene*allâhu*li men*yeşâu*ve yerdâ
KARŞILIKLARI: başka*...den*izin vermesin(den)*allah'ın*bir kimse için*diler*ve gerçekleşir
MEALİ: Sadece Allah dilediği ve razı olduğu kimselere şefaat eder
TÜRKÇE ÖZÜ;
26-Göklerde nice melekler vardır ki onların şefaati bile hiç bir şeye hiç bir şekilde fayda vermez. Sadece Allah dilediği ve razı olduğu kimselere şefaat eder. 
--Putların size şefaat edeceklerine ve onların şefaatleri ile Allah'a yaklaşabileceğinizi mi sanıyorsunuz(8) .. Bu tamamen boş bir inançtır. Allah'ın tapılacak tek ilah olduğunu inkar ederseniz sizi bu dünyada da ahirette de koruyacak hiç bir güç yoktur. Değil bu putlar(9) semadaki meleklerin dahi şefaati fayda etmez. Allah sadece kendi dilediği ve razı olduğu kimselere şefaat eder--
*
AYETİN OKUNUŞU: 27-) İnnelleziyne la yu'minune Bil ahıreti leyusemmunel Melaikete tesmiyetel ünsa;
AYETİN
KELİMELERİ: İnne*ellezîne*lâ yu’minûne*bi el âhirati*
KARŞILIKLARI: gerçek şu ki*o kimseler*ahirete*iman etmeyen*
MEALİ: ahireti umursamayan o müşrikler
KELİMELERİ: le yusemmûne*el melâikete*tesmiyete*el unsâ
KARŞILIKLARI: isimlendiriyorlar*melekleri*isimleriyle*kız
MEALİ: melekleri kız olarak adlandırıyor 
TÜRKÇE ÖZÜ;
27-Ahireti umursamayan o müşrikler melekleri kız olarak adlandırıyor.
AYETİN OKUNUŞU: 28-) Ve ma lehüm Bihi min ‘ılm* in yettebiune illezzann* ve innezzanne la yuğniy minel Hakkı şey'a;
AYETİN
KELİMELERİ: Ve mâ*lehum*bihî*min ilmin,*
KARŞILIKLARI: ve yok*onların*bununla ilgili*bilgileri
MEALİ: onların meleklerle ilgili bir ilmi yok
KELİMELERİ: in yettebiûne*ille*âz zann, 
KARŞILIKLARI: uymaktadırlar*sadece*zanna
MEALİ: sadece zanna tabidirler
KELİMELERİ: ve inne*ez zanne*lâ yugnî*minel hakkı*şey'â
KARŞILIKLARI: ve muhakkak ki*zan*yarar sağlamaz*haktan yana*hiçbir şeye
MEALİ: ve muhakkak ki zan haktan yana hiçbir şeye yarar sağlamaz
TÜRKÇE ÖZÜ;
28-Onların melekler konusunda bir ilmi yok. Sadece zanna tabidirler ve zan asla gerçeklerin yerini tutmaz
--Ahirette Allah'a vereceği hesabı umursamayan müşrikler melekleri dişi olarak görmekte ve onlara "Allah'ın kızları" demektedirler. Müşriklerin inançları asılsızdır--
*
AYETİN OKUNUŞU: 29-) Fea'rıd an men tevella an zikriNA ve lem yurid illel hayated dünya;
KELİMELERİ: Fe*a'rıd*an men*tevellâ*an zikrinâ*ve lem yurid*illâ*el hayâte*ed dunyâ
KARŞILIKLARI: sen de*yüzçevir*kimselere*yüzçeviren*zikrimize*ve istemeyen*başkasını*hayatından*dünya
TÜRKÇE ÖZÜ;
29-Adımızı dahi anmaya tenezzül etmeyip dünya hayatından başka bir şey istemeyenlere sen de sırtını dön ey Muhammed. 
AYETİN OKUNUŞU: 30-) Zâlike mebleğuhüm minel ‘ılm* inne Rabbeke HUve a'lemu Bi men 
dalle an sebiliHİ ve HUve a'lemu Bi menihteda;
AYETİN
KELİMELERİ: Zâlike*mebleguhum*min el ilmi, 
KARŞILIKLARI: bu kadardır*varabilecekleri*ilimleri ile
MEALİ: onların ilimleri ile varabilecekleri yer bu kadardır
KELİMELERİ: inne*rabbeke*huve*a’lemu*bi men*dalle*an sebîlihî*
KARŞILIKLARI: muhakkak ki*senin rabbin*o*bilir*kimseyi*sapan*yolundan*
MEALİ: muhakkak ki senin rabbin kimin doğru yoldan saptığını bilir
KELİMELERİ: ve huve*a’lemu*bi men*ihtedâ
KARŞILIKLARI: ve o*bilir*kimseyi de*hidayete eren
MEALİ: ve kimin hidayete erdiğini de
TÜRKÇE ÖZÜ;
30-Onların şirk inancı ile varabilecekleri yer ancak bu kadardır. Senin Rabbin kimin doğru yoldan saptığını kimin hidayete erdiğini çok iyi bilir.
--Ey Muhammed; İlahi vahyi reddeden ve ahireti umursamayan müşriklerin tavırlarına aldırma. Üzülme, sen elinden geleni yapıyorsun. Onlar vahye dayanmayan asılsız şirk inancı yüzünden durumu tam kavrayamıyorlar. Allah kimin doğru yolda kimin sapkın olduğunu çok iyi bilmektedir--

MÜMİNLERİN ÖDÜLÜ - MÜŞRİKLERİN CEZASI
AYETİN OKUNUŞU: 31-) Ve Lillahi ma fiys Semavati ve ma fiyl Ardı liyecziyelleziyne esau Bima amilu ve yecziyelleziyne ahsenu Bil hüsna;
AYETİN
KELİMELERİ: Ve lillâhi*mâ*fîs semâvâti*ve mâ*fîl ardı 
KARŞILIKLARI: ve allah içindir*şeyler*göklerde*ve şeyler*yerde
MEALİ: gökte ve yerde olan her şey allah'ındır.
KELİMELERİ: li yecziye*ellezîne*esâû*bimâ amilû*
KARŞILIKLARI: cezalandırsın diye*kimseleri*kötülük yapan*yaptıklarından dolayı
MEALİ: kötülük yapanları yaptıkları için cezalandırmak için
KELİMELERİ: ve yeczîye*ellezîne*ahsenû*bi el husnâ
KARŞILIKLARI: ve mükafatlandırsın*kimseleri*güzel davranışta bulunan*en güzeliyle
MEALİ: iyilik yapanları güzel davranışlarından dolayı daha büyük güzelliklerle ödüllendirmek için 
TÜRKÇE ÖZÜ;
31-Göklerde ve yerde olan şeyler Allah içindir. Kötülük yapanları yaptıkları için cezalandırsın güzel davrananları daha güzeli ile mükafatlandırsın diye.
AYETİN OKUNUŞU: 32-) Elleziyne yectenibune kebairel’ ismi velfevahışe illel lemem* inne Rabbeke Vasiul Mağfireti, HUve a'lemu Bi küm iz enşeeküm minel Ardı ve iz entum ecinnetun fiy butuni ümmehatiküm* fela tüzekkû enfüseküm* HUve a'lemu Bi menitteka;
AYETİN
KELİMELERİ: Ellezîne*yectenibûne*kebâir*el ismi*ve*el fevâhışe*
KARŞILIKLARI: o kimseler ki*kaçınırlarsa*büyük*günah*ve*fuhuş*
MEALİ: insanlar kaçınırsa fuhuş ve büyük günahlardan 
KELİMELERİ: illâ*el lemem*inne*rabbeke*vâsiu*el mağfirati, 
KARŞILIKLARI: bunların dışındaki*küçük günahlarda*muhakkak ki*senin rabbin*geniş olandır*mağrifeti*
MEALİ: bunların dışındaki ufak tefek günahlarda senin rabbin bağışlayıcıdır
KELİMELERİ: huve*a'lemu*bikum*iz enşeekum*min el ardı*
KARŞILIKLARI: o*bilendir*sizi*yarattığı zaman*topraktan
MEALİ: o bilir sizi topraktan yarattığı zamanı da
KELİMELERİ: ve iz*entum*ecinnetun*fî butûni*ummehâtikum,
KARŞILIKLAR: ve zamanını*siz*ceninken*karınlarında*annelerinizin
MEALİ: annelerinizin karnında birer cenin olduğunuz zamanı da
KELİMELERİ: fe*lâ tuzekkû*enfusekum,*
KARŞILIKLARI: öyleyse*temize çıkartmaya çalışmayın*nefslerinizi
MEALİ: boşuna kendinizi çok temizmiş gibi göstermeye çalışmayın
KELİMELERİ: huve*a'lemu*bi men*ittekâ
KARŞILIKLARI: o*iyi bilir*kimdir*takva sahibi 
MEALİ: kimin ilâhi emirlere uygun yaşadığını o çok iyi bilir
TÜRKÇE ÖZÜ;
32-Allah ufak tefek kusurları dışında şirkten uzaklaşarak zina fuhuş cana kıymak vs gibi yüz kızartıcı fiilleri terk ederek mümin olanları en güzel şekilde ödüllendirilecektir.(10) Allah sizi yer yüzünde yarattığı zaman da anne karnında birer cenin olduğunuz zamanlarınızda da en iyi bilendir. Müşriklerin kendilerini doğru yolda olduklarını iddia etmelerine aldanmayın. Kimin doğru yolda olduğunu ancak Allah bilir. 
--Kainatta bulunan her şeyin yegane yaratıcısı ve sahibi kötülük yapanları yaptıkları için cezalandırsın güzel davrananları daha güzeli ile mükafatlandırsın diye sadece Allah'tır. Bazı varlıkları kendisine ortak koşan müşrikleri cezalandıracak ufak tefek kusurlarına rağmen  şirkten uzaklaşarak zina fuhuş cana kıymak vs gibi yüz kızartıcı fiilleri terk ederek mümin olanlar en güzel şekilde ödüllendirilecektir. Allah sizi yer yüzünde yarattığı zaman da anne karnında birer cenin olduğunuz zamanlarınızda da en iyi bilendir. Müşriklerin kendini doğru yolda görmesine aldanmayın. Kimin doğru yolda olduğunu ancak Allah bilir--

HERKES KENDİ YAPTIKLARINDAN HESABA ÇEKİLECEKTİR
AYETİN OKUNUŞU: 33-) Eferaeytelleziy tevella;
KELİMELERİ: E fe ra*eytellezî*tevellâ
KARŞILIKLARI: gördün mü*kişiyi*yüzçeviren
TÜRKÇE ÖZÜ;
Ey Muhammed!
33-Şu Kuran'a İslam'a yüz çeviren (Velid b. Mugire'yi) (11) gördün mü
AYETİN OKUNUŞU: 34-) Ve a'ta kaliylen ve ekda;
KELİMELERİ: Ve a’tâ*kalîlen*ve ekdâ
KARŞILIKLARI: ve vererek*azıcığını*gerisini vermekten vaz geçti
TÜRKÇE ÖZÜ;
34-Servetinden azıcık verip geri kalanını vermekten vazgeçti
AYETİN OKUNUŞU: 35-) E’ındehu ılmul ğaybi fehuve yera;
KELİMELERİ: E indehu*ilmu*el gaybi*fe*huve*yerâ
KARŞILIKLARI: yanında mı*ilmi*gaybın*sadece*o mu*görüyor
TÜRKÇE ÖZÜ;
35-Gaybın ilmi onun tekelinde mi, sadece o mu görüyor
AYETİN OKUNUŞU: 36-) Em lem yünebbe' Bima fiy suhufi Musa;
KELİMELERİ: Em*lem yunebbe’*bimâ*fî suhufi*mûsâ
KARŞILIKLARI: yoksa*haberleri yok mu*olan şeylerden*sayfalarından*musa'nın
TÜRKÇE ÖZÜ;
36-Yoksa Hz.Musa'nın kitabındaki bilgilerden haberi yok mu
AYETİN OKUNUŞU: 37-) Ve İbrahiymelleziy veffa;
KELİMELERİ: Ve ibrâhîme*ellezî veffâ
KARŞILIKLARI: ve ibrahim'i*sözünün eri
TÜRKÇE ÖZÜ;
37-Ve sözünün eri İbrahim'i duymamışlar mı 
--Ey Muhammed; Önce sana iman edip sonra müşriklerin "Atalarının dinine geri dön, servetinden biraz bize bağışlarsan biz senin günahlarını ve ahiret azabını üstleniriz"(12) sözlerine kanıp şirke geri dönen ama vaat ettiği malın tamamını vermekten çekinen müşriğin(13) şaşkınlığını görüyorsun değil mi. Şimdi o gerçekten arkadaşlarının onun günahlarını üstleneceğine mi inanmaktadır.. Böyle bir şey olabilir mi..!? 
Yoksa daha önce gönderdiğimiz Musa ve İbrahim peygamberlerin üstün bir görev anlayışı ile eksiksiz (14) gerçekleştirdiği tebliğlerden ve ilkelerden hiç mi haberleri yok..!?--
*
AYETİN OKUNUŞU: 38-) Ella teziru vaziretün vizre uhra;
KELİMELERİ: Ellâ*la teziru*vâziratun*vizra*uhrâ
KARŞILIKLARI: doğrusu*yüklenmez*hiçbir günahkar*günah yükünü*başkasının
TÜRKÇE ÖZÜ;
38-Hiç bir günahkar bir başkasının günahını yüklenemez
AYETİN OKUNUŞU: 39-) Ve en leyse lil İnsani illâ ma sea;
KELİMELERİ: Ve en*leyse*lil insâni*illâ*mâ seâ
KARŞILIKLARI. ve şüphesiz*yoktur*insanın kendi için*başka*çalışmasından
TÜRKÇE ÖZÜ;
39)-Ve maalesef herkesin kendi ahireti için çalışmasından başka çare yoktur. 
--Ahirette hiç kimse başkasının günahının cezasını çekmeyecek. Herkes sadece kendi yaptıklarının karşılığını görecek başka kimseden şefaat elde edemeyecektir--
*
AYETİN OKUNUŞU: 40-) Ve enne sa'yehu sevfe yura;
KELİMELERİ: Ve enne*sa’yehu*sevfe*yurâ
KARŞILIKLARI: ve muhakkak ki*emeğin*karşılığı*alınacaktır
TÜRKÇE ÖZÜ;
40-Ve herkes çabasının karşılığını görecektir
AYETİN OKUNUŞU: 41-) Sümme yüczahul cezael evfa;
KELİMELERİ: Summe*yuczâhu*el cezâe*el evfâ
KARŞILIKLARI: sonra*karşılığını görecektir*karşılık*eksiksiz
TÜRKÇE ÖZÜ;
41-Karşılığını eksiz olarak görecektir
AYETİN OKUNUŞU: 42-) Ve enne ila Rabbikel münteha;
KELİMELERİ: Ve enne*ilâ rabbike*el muntehâ
KARŞILIKLARI: ve mutlaka*rabbinedir*son varış
TÜRKÇE ÖZÜ;
42-Sonunda dönüş mutlaka Rabbinedir
AYETİN OKUNUŞU: 43-) Ve ennehu HUve adhake ve ebkâ;
KELİMELERİ: Ve ennehu*huve*adhake*ve ebkâ
KARŞILIKLARI. ve muhakkak ki*odur*güldüren*ve ağlatan
TÜRKÇE ÖZÜ;
43-Güldüren ve ağlatan o'dur
AYETİN OKUNUŞU: 44-) Ve ennehu HUve emate ve ahya;
KELİMELERİ: Ve ennehu*huve*emâte*ve ahyâ
KARŞILIKLARI: ve muhakkak ki*odur*öldüren*ve dirilten
TÜRKÇE ÖZÜ;
44-Öldüren ve dirilten de o'dur
--Kimsenin yaptığı karşılıksız kalmayacak. Herkes Allah'ın huzuruna çıktığında yaptıklarından hesaba çekilip hak ettiği cezayı veya mükafatı görecektir. Herkesi yaratıp öldüren Allah o gün müminleri cennetle ödüllendirip bahtiyar kılacak, inkarcıları ise cehenneme atıp perişan edecektir(15) --
*
AYETİN OKUNUŞU: 45-) Ve ennehu halekaz zevceyniz zekere vel ünsa;
KELİMELERİ: Ve enne-hu*halaka*ez zevceyni*ez zekere*ve el unsâ
KARŞILIKLARI: ve muhakkak ki*yarattı*çiftleri*erkek*ve dişi
TÜRKÇE ÖZÜ;
45-Allah erkek ve dişi çiftler yarattı
AYETİN OKUNUŞU: 46-) Min nutfetin iza tümna;
KELİMELERİ: Min nutfetin*izâ*tumnâ
KARŞILIKLARI: bir damla berrak sıvı*zaman*döküldüğü
TÜRKÇE ÖZÜ;
46-Ana karnına, bir damla berrak sıvı yollanınca
AYETİN OKUNUŞU: 47-) Ve enne aleyhin neş'etel uhra;
KELİMELERİ: Ve enne*aleyhi*en neş’ete*el uhrâ
KARŞILIKLARI: şüphesiz*ona aittir*yeniden diriltmek*sonradan
TÜRKÇE ÖZÜ;
47-Şüphesiz tekrar diriltmek de Allah'a aittir
AYETİN OKUNUŞU: 48-) Ve ennehu HUve ağna ve akna;
KELİMELERİ: Ve enne-hu*huve*agnâ*ve aknâ
KARŞILIKLARI: ve muhakkak ki*odur*zengin eden*ve varlıklı kılan
TÜRKÇE ÖZÜ;
48-Ve muhakkak ki zengin eden varlıklı kılan da o'dur
--Sizleri ana rahminde bir damlacık berrak sıvıdan erkek ve dişi olarak yaratan da öldükten sonra diriltecek olan da bütün malın mülkün yegane sahibi Allah'tır. Hepinizi hesaba çekecektir--
*
AYETİN OKUNUŞU: 49-) Ve ennehu HUve Rabbuş şı'ra;
KELİMELERİ: Ve enne-hu*huve*rabbu*eş şı’râ
KARŞILIKLARI: ve muhakkak ki*o*rabbidir*şira yıldızının da
TÜRKÇE ÖZÜ;
49-Ve muhakkak ki müşriklerin ululadıkları Şira yıldızının da Rabbi (yaratan) Allah'tır --Nasıl olur da yaratılmışı yaratana ortak koşarsınız(16)--

GEÇMİŞTE HELAK EDİLEN TOPLUMLARIN DURUMUNDAN MÜŞRİKLERE DERSLER 
AYETİN OKUNUŞU: 50-) Ve enneHU ehleke ‘Adenil ula;
KELİMELERİ: Ve enne-hu*ehleke*âdeni*el ûlâ
KARŞILIKLARI: ve muhakkak ki*helak etti*ad kavmini*ilk olarak
TÜRKÇE ÖZÜ;
Ey müşrikler!
50-Ve muhakkak ki Allah ilk olarak Ad kavmini helak etti (17)
AYETİN OKUNUŞU: 51-) Ve Semude fema ebka;
KELİMELERİ: Ve semûde*fe*mâ ebkâ
KARŞILIKLARI: ve semud'u*böylece*köklerini kazıdı
TÜRKÇE ÖZÜ;
51-Ve Semud'u da helak edip köklerini kazıdı
AYETİN OKUNUŞU: 52-) Ve kavme Nuhın min kabl* innehüm kânu hüm azleme ve etğa;
AYETİN
KELİMELERİ: Ve kavme nûhın*min kablu,
KARŞILIKLARI: ve nuh kavmini *daha önce
MEALİ: ve daha önce nuh kavmini
KELİMELERİ: inne-hum*kânû*hum*azleme*ve atgâ
KARŞILIKLARI: muhakkak ki*idiler*onlar*zalim*ve azgın
MEALİ: onlar da zalim ve azgındılar
TÜRKÇE ÖZÜ;
52-Ve daha önce Nuh'un kavmini helak etti. Muhakkak ki onlar da zalim ve azgındılar
AYETİN OKUNUŞU: 53-) Vel mü'tefikete ehva;
KELİMELERİ: Ve el mu’tefikete*ehvâ
KARŞILIKLARI: alt üst edilen beldeyi*yerin dibine geçirdi
TÜRKÇE ÖZÜ;
53-Ve Lut beldesini göğe kaldırıp yere çarparak yerin dibine geçirdi
AYETİN OKUNUŞU: 54-) Feğaşşaha ma ğaşşa;
KELİMELERİ: Fe*gaşşâ-hâ*mâ*gaşşâ
KARŞILIKLARI: böylece*dümdüz edilerek yok edildiler*her şeyleri*yok oldu
TÜRKÇE ÖZÜ;
54-Hepsinin beldeleri dümdüz edilerek yok edildiler. Esamileri bile kalmadı. Böylece belalarını buldular.
--Allah, Mekke müşrikleri gibi kendisine şirk koşup peygamberleri yalanyanlardan, ilk olarak Ad kavmini(18) Semud'u Nuh ve Lut kavimlerini helak etmişti--
*
AYETİN OKUNUŞU: 55-) Fe Bi eyyi alai Rabbike tetemara;
KELİMELERİ: Fe*bi eyyi*âlâi*rabbi-ke*tetemârâ
KARŞILIKLARI: o halde*hangi*nimetlerini*rabbinizin*şüphe ediyorsunuz
TÜRKÇE ÖZÜ;
55-Durum böyle olduğu halde, siz hala utanmadan rabbinizin hangi nimetinden ve özelliğinden şüphe ediyorsunuz ey müşrikler!
AYETİN OKUNUŞU: 56-) Hazâ neziyrun minen nüzüril ula;
KELİMELERİ: Hâzâ*nezîrun*min en nuzuri*el ûlâ
KARŞILIKLARI: bunlar*uyarıdır*(helak ile) uyarılmanızdan*önce
TÜRKÇE ÖZÜ;
56-Bu örnekler başınıza gelebilecekler konusunda bir uyarıdır
--Ey müşrikler; Tüm nimetleri veren Rabbinizken nasıl ona başka varlıkları şirk koşarsınız. Helak ettiğimiz kavimlerden verdiğimiz örnekler başınıza gelebilecekler konusunda bir uyarıdır. Onlar da sizin gibi vahyi ve tayin ettiğimiz peygamberleri yalanlamışlardı--

MÜŞRİKLERİN ALAYA ALDIĞI KIYAMET ve HESAP GÜNÜ 
AYETİN OKUNUŞU: 57-) Ezifetil azifetü;
KELİMELERİ: Ezifeti*el âzifetu
KARŞILIKLARI: yaklaşıyor*yaklaşmakta olan
TÜRKÇE ÖZÜ;
Ey müşrikler!
57-Kıyamet zamanı yaklaşıyor
AYETİN OKUNUŞU: 58-) Leyse leha min dunillahi kaşifetün;
KELİMELERİ: Leyse*lehâ*min dûni allâhi*kâşifetun
KARŞILIKLARI: yoktur*olacakları*allah'tan başka*bilebilecek olan
TÜRKÇE ÖZÜ;
58-Olacakları Allah'tan başka bilebilecek olan yoktur
AYETİN OKUNUŞU: 59-) Efemin hazel hadiysi ta'cebun;
KELİMELERİ: E*fe*min hâzâ el hadîsi*ta’cebûn
KARŞILIKLARI: ...mi*yoksa*bu sözler*size garip (mi) geldi
TÜRKÇE ÖZÜ;
59-Yoksa bu sözler size garip mi geldi
AYETİN OKUNUŞU: 60-) Ve tadhakûne ve la tebkûn;
KELİMELERİ. Ve tedhakûne*ve lâ tebkûn
KARŞILIKLARI: ve gülüyorsunuz*ağlayacağınıza
TÜRKÇE ÖZÜ;
60-Ağlayacağınıza gülüyorsunuz
AYETİN OKUNUŞU: 61-) Ve entum samidun;
KELİMELERİ: Ve entum*sâmidûn
KARŞILIKLARI: ve siz*gaflet ve eğlencedesiniz
TÜRKÇE ÖZÜ;
61-Hala gaflet ve eğlence ile oyalanıyorsunuz
AYETİN OKUNUŞU: 62-) Fescudu Lillahi va'budu;
KELİMELERİ: Fe*uscudû*li allâhi*va’budû
KARŞILIKLARI: artık*secde edin*allah'a*ve ona kul olun
TÜRKÇE ÖZÜ;
62-Artık Allah'a secde edin ve O'na kul olun
--O kıyamet ve hesap günü çok yakın. Elçimiz Muhammed'e o günün ne zaman olacağını sormanız yersiz çünkü bunu sadece Allah bilir. Siz uyarılara kulak verip tövbe edeceğinize bu uyarıları alaya alıp inatla elçimizi inkar ediyorsunuz.(19) Eğer geçmişteki kavimler gibi ilahi cezalara maruz kalmak istemiyorsanız şirki bırakıp Allah'a kulluk edin, yalnız O'na ibadet edin--

(1) bkz.Taberi
(2) bkz.İbnü'l-Cevzi
(3) NOT: Yine KURAN -21- (Mekke) RAHMAN SURESİ (55) 'te anlatmaya çalıştığımız durumla karşı karşıyayız. 1400 yıl önceki Arap dil ve edebiyatının ses ve söz sanatları ile anlatılmaya çalışılan ve maddi gerçekliğin dışına taşıp manevi bir durum olan Muhammed peygamber ile Cebrail'in karşılaşması. 
Zemahşeri'nin de söylediği gibi "bilinmeyenleri bilinenler üzerinden edebi bir dille anlatmaya çalışmak". Tabi her ne kadar kelimeler veya cümle üzerinden motamot çevirmekten kaçınılsa da ne yapılırsa yapılsın o mana ve derinlik ister istemez kayboluyor.
Kuran'da bir çok sure bu tür söz ve anlatım güzellikleri ile doludur. İndirildiği döneme ilişkin manayı kavrayabilmek için biraz dönemi ve dönemin tarihini bilmek gerekir. Mümkün olduğunca tüm surelere bu tür bilgileri de serpiştirmeye çalışıyorum. 
(4) bkz.islam ansiklopedisi
(5) bkz.Razi
(6) bkz.Kurtubi
(7)Taberi, sahabe dönemi alimlerinden Mücahit'ten naklen Lat'ın vaktiyle Kabe'ye gelen ziyaretçilere yiyecek içecek dağıtan mübarek bir zat olduğunu, öldükten sonra mezarının mabet haline getirilip Kabe'ye heykelinin dikilerek şefaat dilenildiğini yazıyor
(8) bkz.Cabiri
(9) bkz.Zemahşeri
(10) bkz.Nisa 4/31
(11) bkz.Taberi
(12) bkz.Taberi
(13) (Velid bin Mugire, bkz: Müdessir suresi/Taberi)
(14) bkz.Zemahşeri, Alusi
(15) bkz.Taberi
(16) (Sahabe dönemi alimi İbn Zeyd'den naklen Taberi)
(17) bkz.Fecr Suresi
(18) bkz.Tabiin alimlerinden İbn Zeyd'den naklen Taberi
(19) bkz.Tabiin alimlerinden Mücahid'den naklen Taberi

(Surelerin Türkçe özü için, Sayın Hasan Elik ve Sayın Muhammed Coşkun hocalarımızın ilmine ve onların "İndirildiği Dönemin Işığında Kur'an Tefsiri - Tevhit mesajı" isimli muhteşem eseri ile Sayın Abdülaziz Bayındır hocam ile Sayın Hakkı Yılmaz hocalarımın ilimlerine minnettarım)

Diğer sureler için link;
TÜRKÇE ÖZLÜ KURAN ve DİĞER YAZILAR