26 Mayıs 2017 Cuma

KURAN -23- (80) ABESE SURESİ TÜRKÇE ÖZÜ

(Bismillahirrahmanirrahim)
(her şeye) Yaratılmışlara sonsuz ve sınırsız lütuf, ihsan, rahmet bahşeden, rahmetiyle sayısız nimetler ihsan eden, merhameti ve rahmeti bol, kulluk edilmeye layık tek ilah Allah'ın ismi ile (yardımıyla) (başlanır)
(Aynı zamanda müşriklerin bir işe başlarken Allah yerine kendi ilahlarının adlarını zikretmelerine nispettir)

Abese: Yüzünü ekşitmek
42 Ayet - /Muhammed Peygambere tebliğ konusunda yardım/

Muhammed peygamber müşriklere tevhidi anlatma çabasında iken yanına gelen Abdullah b. Ümmü Mektum(1) adlı kör bir kişiye yeterli ilgiyi gösteremeyince müşriklerden çok bu tür insanlara tebliği bildirmesi için vahyolunmuştur.
(bkz.Hasan Elik & Muhammed Coşkun, İndirildiği dönemin ışığında Kur'an tefsiri)

TEVHİT DAVETİNİN USLUBU
AYETİN OKUNUŞU: 1-) Abese ve tevella;
KELİMELERİ: Abese*ve tevellâ
KELİMELERİN KARŞILIKLARI: yüzünü ekşittin*ve döndürdün
TÜRKÇE ÖZÜ:
Ey Muhammed!
1-Huzursuzluğun yüzüne aksetti ve başını çevirdin
AYETİN OKUNUŞU: 2-) En caehül'a'ma;
KELİMELERİ: En câe-hu*el a’mâ
KARŞILIKLARI: geldi diye*kör
TÜRKÇE ÖZÜ:
2-Kör geldi diye
AYETİN OKUNUŞU: 3-) Ve ma yüdriyke le'allehu yezzekkâ;
KELİMELERİ: Ve*mâ yudrî-ke*lealle-hu*yezzekkâ
KARŞILIKLARI: ve*nereden biliyorsun*belki böylece o*şirk ve günahlarından kurtulacaktı
TÜRKÇE ÖZÜ:
3-Nereden biliyorsun, belki de senden öğrenecekleri ile şirk ve günahlarından kurtulacaktı
AYETİN OKUNUŞU: 4-) Ev yezzekkeru fetenfe'ahüzzikra;
KELİMELERİ: Ev*yezzekkeru*fe*tenfea-hu*ez zikrâ
KARŞILIKLARI: veya*öğüt alacaktı*böylece*ona fayda sağlayacaktı*öğütlerin
TÜRKÇE ÖZÜ:
4-Veya öğüt alacak ve o öğütlerden fayda görecekti
AYETİN OKUNUŞU: 5-) Emma menistağna;
KELİMELERİ: Emmâ*men*istagnâ
KARŞILIKLARI: fakat*kimseler*ihtiyaç hissetmeyen
TÜRKÇE ÖZÜ: 
5-Kuran'ın rehberliğine ihtiyaç duymayan kibirliler var
AYETİN OKUNUŞU: 6-) Feente lehu tesadda;
KELİMELERİ: Fe*ente*lehu*tesaddâ
KARŞILIKLARI: oysa*sen*onlara*yüzveriyorsun
TÜRKÇE ÖZÜ:
6-Ve sen onlara yüzveriyorsun
AYETİN OKUNUŞU: 7-) Ve ma 'aleyke ella yezzekkâ;
KELİMELERİ: Ve*mâ aleyke*ellâ yezzekkâ
KARŞILIKLARI: ve*senin sorumluluğun yoktur*onların aydınlanmamasında
TÜRKÇE ÖZÜ:
7-O kibirli müşriklerin aydınlanamamasında senin bir sorumluluğun yok
AYETİN OKUNUŞU: 8-) Ve emma men caeke yes'a;
KELİMELERİ: Ve emmâ*men*câe-ke*yes’â
KARŞILIKLARI: halbuki*kimse*sana gelen*koşarak
TÜRKÇE ÖZÜ:
8-Halbuki sana koşarak gelenin ise
AYETİN OKUNUŞU: 9-) Ve huve yahşa;
KELİMELERİ: Ve huve*yahşâ
KARŞILIKLARI: ve o*huşu duyuyor
TÜRKÇE ÖZÜ:
9-Gönlü Allah korkusu ve sevgisiyle dolu
AYETİN OKUNUŞU: 10-) Feente 'anhu telehha;
KELİMELERİ: Fe*ente*an-hu*telehhâ
KARŞILIKLARI: oysa*sen*ona*aldırış bile etmiyorsun
TÜRKÇE ÖZÜ:
10-Oysa sen ona aldırış etmiyorsun --Sakın böyle yapma--
--Ey Muhammed; Mekke'nin ileri gelen müşriklerinin tevhidi kabul etmelerini çok istediğini hatta bu yüzden bazı insanlarla yeterince ilgilenemediğini biliyoruz.
O azılı müşrikler senin çabalarına rağmen inatlarından vazgeçmeyip küstahça kibirlenmektedirler. Müşrikleri ikna etmek için kendini paralama. Biliyoruz ki sen üzerine düşeni fazlası ile yapmaktasın. Seni dinleyip öğüt almak için can atan o kör şahıs gibilerle tebliğ çalışmanı sürdür(2)--
*
AYETİN OKUNUŞU: 11-) Kella inneha tezkiretun;
KELİMELERİ: Kellâ*inne-hâ*tezkiratun
KARŞILIKLARI: şüphe yok ki*muhakkak o*bir öğüttür
TÜRKÇE ÖZÜ:
11-Şüphesiz Kuran bir öğüttür
AYETİN OKUNUŞU: 12-) Femen şae zekereh;
KELİMELERİ: Fe*men*şâe*zekerahu
KARŞILIKLARI: artık*kimse*dileyen*o öğütleri alır
TÜRKÇE ÖZÜ:
12-Dileyen kimse o öğütleri alır
AYETİN OKUNUŞU: 13-) Fiy suhufin mükerremetin;
KELİMELERİ: Fî*suhufin*mukerrametin
KARŞILIKLARI: ...dan*sayfalar(dan)*şerefli
TÜRKÇE ÖZÜ:
13-Kuran'ın şerefli sayfalarından
AYETİN OKUNUŞU: 14-) Merfu'atin mutahheretin;
KELİMELERİ: Merfûatin*mutahheratin
KARŞILIKLARI: yüceltilmiş*mukaddes 
TÜRKÇE ÖZÜ;
14-Yüceltilmiş ve mukaddes sayfalarından
AYETİN OKUNUŞU: 15-) Bieydiy seferetin;
KELİMELERİ: Bi*eydî*seferatin
KARŞILIKLARI: ile*elleri*elçiler
TÜRKÇE ÖZÜ: 
15-Elçilerin elleri ile
AYETİN OKUNUŞU: 16-) Kiramin berereh;
KELİMELERİ: Kirâmin*beraratin
KARŞILIKLARI: şerefli*temiz insanların
TÜRKÇE ÖZÜ: 
16-Temiz ve şerefli olanların
--Gönderdiğimiz mesajlar ilahi alemden vahyedilen yüce öğüt bilgi ve uyarılardır. Sen sadece tebliğ et. Dileyen nasibini alıp şirkten vazgeçerek tevhide yönelir, gerisini kendileri bilir.--

MÜŞRİKLERİN NANKÖRLÜKLERİ
AYETİN OKUNUŞU: 17-) Kutilel'İnsanu ma ekfereh;
KELİMELERİ: Kutile*el insânu*mâ*ekfera-hu
KARŞILIKLARI: kahrolası*insanoğlu*ne kadar*çok nankör
TÜRKÇE ÖZÜ:
17-Kahrolası müşrikler(3) ne kadar nankör
AYETİN OKUNUŞU: 18-) Min eyyi şey'in halekah;
KELİMELERİ: Min*eyyi*şey’in*halakahu
KARŞILIKLARI: ...den*hangi*şey(den)*yarattı
TÜRKÇE ÖZÜ:
18-Allah onları hangi şeyden yarattı.?
AYETİN OKUNUŞU: 19-) Min nutfetin, halekahu fekadderehu;
KELİMELERİ: Min*nutfetin*halaka-hu*fe*kaddera-hu
KARŞILIKLARI: ...dan*bir damla berrak sıvı(dan)*yarattı*sonra*kader tayin etti
TÜRKÇE ÖZÜ: 
19-Bir damla berrak sıvıdan. Sonra bir kader ve ömür tayin etti
AYETİN OKUNUŞU: 20-) Sümmessebiyle yesserah;
KELİMELERİ: Summe*es sebîle*yesserahu
KARŞILIKLARI: sonra*yollarını*kolaylaştırdı
TÜRKÇE ÖZÜ: 
20-Sonra tevhidi anlamaya yetecek akıl ve düşünme kabiliyeti verip yollarını kolaylaştırdı
AYETİN OKUNUŞU: 21-) Sümme ematehu feakbereh;
KELİMELERİ: Summe*emâte-hu*fe*akbera-hu
KARŞILIKLARI: sonra*öldürüp*böylece*kabre kabul edecek
TÜRKÇE ÖZÜ:
21-Sonra öldürüp kabre kabul edecek
AYETİN OKUNUŞU: 22-) Sümme iza şae enşerah;
KELİMELERİ: Summe*izâ*şâe*enşera-hu
KARŞILIKLARI: sonra*zaman*dilediği*diriltecek
TÜRKÇE ÖZÜ:
22-Sonra dilediği zaman diriltecek
AYETİN OKUNUŞU: 23-) Kella lemma yakdı ma emerah;
KELİMELERİ: Kellâ*lemmâ yakdı*mâ*emerahu
KARŞILIKLARI: Şüphe yok ki*yerine getirmiyor*şeyleri*ona emredilen
TÜRKÇE ÖZÜ:
23-Bazıları Allah'ın emrettiklerini yerine getirmiyor
*
AYETİN OKUNUŞU: 24-) Felyenzuril'İnsanu ila ta'amih;
KELİMELERİ: Fe li yanzuri*el insânu*ilâ taâmi-hî
KARŞILIKLARI: işte baksın*insanlar*yediklerine
TÜRKÇE ÖZÜ:
24-İnsanlar yiyip içtiklerine bir baksınlar
AYETİN OKUNUŞU: 25-) Enna sabebnelmae sabba;
KELİMELERİ: Ennâ*sabebnâ*el mâe*sabbâ
KARŞILIKLARI: nasıl*akıttıkça*suları*akıtıyoruz
TÜRKÇE ÖZÜ:
25-Biz suları nasıl bol bol akıtıyoruz
AYETİN OKUNUŞU: 26-) Sümme şakaknel'Arda şakka;
KELİMELERİ: Summe*şekaknâ*el arda*şekkâ
KARŞILIKLARI: sonra*çatlattıkça*toprağı*çatlattık
TÜRKÇE ÖZÜ:
26-Sonra toprağı ekime hazır hale getirdik
AYETİN OKUNUŞU: 27-) Feenbetna fiyha habba;
KELİMELERİ: Fe*enbetnâ*fî-hâ*habbâ
KARŞILIKLARI: böylece*yetiştirdik*orada*taneler
TÜRKÇE ÖZÜ:
27-Böylece toprakta taneler yetiştirdik
AYETİN OKUNUŞU: 28-) Ve 'ineben ve kadba;
KELİMELERİ: Ve ineben*ve kadben
KARŞILIKLARI: ve üzümler*ve yoncalar
TÜRKÇE ÖZÜ: 
28-Ve üzümler ve yoncalar
AYETİN OKUNUŞU: 29-) Ve zeytunen ve nahla;
KELİMELERİ: Ve zeytûnen*ve nahlen
KARŞILIKLARI: ve zeytinler*ve hurmalar
TÜRKÇE ÖZÜ:
29-Ve zeytinler ve hurmalar
AYETİN OKUNUŞU: 30-) Ve hadaika ğulba;
KELİMELERİ: Ve hadâika*gulben
KARŞILIKLARI: ve bahçeler*dalları birbirine karışmış
TÜRKÇE ÖZÜ: 
30-Ve dalları birbirine karışmış bahçeler
AYETİN KARŞILIKLARI: 31-) Ve fakiheten ve ebba;
KELİMELERİ: Ve fâkiheten*ve ebbâ
KARŞILIKLARI: ve meyveler*ve meralar
TÜRKÇE ÖZÜ:
31-Ve meyveler ve otlaklar
AYETİN OKUNUŞU: 32-) Meta'an leküm ve lien'amiküm;
KELİMELERİ: Metâan*lekum*ve*li*en’âmi-kum
KARŞILIKLAR: faydalanması*siz*ve*için*hayvanlarınızın
TÜRKÇE ÖZÜ:
32-Sizler ve hayvanlarınızın faydalanması için
--Mekke'li müşrikler bazı varlıkları şefaatçi kabul edip Allah'a ortak koşmak sureti ile kendilerini bir damlacık berrak sıvıdan yaratıp çeşitli nimetler veren Allah'a nankörlük ederek kendilerini ilahi rahmetten mahrum bırakmaktadır. Günü geldiğinde yeniden diriltilip hesaba çekilecek olduklarını unutmamalılar--

MÜŞRİKLERE AHİRET UYARISI
AYETİN OKUNUŞU: 33-) Feiza caetissahhatu;
KELİMELERİ: Fe*izâ*câeti*es sâhhatu
KARŞILIKLARI: fakat*zamanı*geldiğinde*sağır edici büyük gürültünün
TÜRKÇE ÖZÜ:
33-O sağır edici büyük gürültü koptuğu zaman --Kıyamet kopup hesap günü geldiğinde--
AYETİN OKUNUŞU: 34-) Yevme yefirrulmer'u min ahıyh;
KELİMELERİ: Yevme*yefirru*el mer’u*min ahîhi
KARŞILIKLARI: o gün*kişi*kaçar*kardeşinden
TÜRKÇE ÖZÜ:
34-O kıyamet günü kişi kendi kardeşinden bile kaçar
AYETİN OKUNUŞU: 35-) Ve ümmihi ve ebiyh;
KELİMELERİ: Ve ummi-hî*ve ebî-hi
KARŞILIKLARI: ve annesi*ve babasından
TÜRKÇE ÖZÜ: 
35-Ve annesinden ve babasından
AYETİN OKUNUŞU: 36-) Ve sahıbetihi ve beniyh;
KELİMELERİ: Ve sâhıbeti-hî*ve benî-hi
KARŞILIKLARI: ve eşinden*ve oğullarından
TÜRKÇE ÖZÜ:
36-Ve eşinden ve oğullarından
AYETİN OKUNUŞU: 37-) Liküllimriin minhüm yevmeizin şe'nün yuğniyh;
KELİMELERİ: Li kulli imriin*min hum*yevme izin*şe’nun*yugnî-hi
KARŞILIKLARI: hepsinin*onların*kıyamet günü*işleri*başlarından aşkın olacak
TÜRKÇE ÖZÜ:
37-Kıyamet günü tüm müşriklerin işi başından aşkın olacak
--Kıyamet günü tüm müşrikler kendi dertlerine düşecek, gözleri ne anne ne baba ne kardeş ne eş ne çocuk görecek. Korkudan hepsi kaçacak bir delik arayıp kendini kurtarmaya çalışacak--

AYETİN OKUNUŞU: 38-) Vucuhun yevmeizin müsfiretün;
KELİMELERİ: Vucûhun*yevme izin*musfiratun
KARŞILIKLARI: yüzler olacak*kıyamet günü*sevinçten parlayan
TÜRKÇE ÖZÜ:
38-Ama o kıyamet gününde yüzleri sevinçle parlayanlar da olacak
AYETİN OKUNUŞU: 39-) Dahıketün müstebşiretün;
KELİMELERİ: Dâhıketun*mustebşiratun
KARŞILIKLARI: mutlu olmuş*müjdelenenlerle
TÜRKÇE ÖZÜ: 
39-Müjdelenenlerle mutlu olan
--Ama o kıyamet gününde elçimiz Muhammed'e ve onun tebliğine iman edip ilahi emirlere uygun yaşayanların yüzleri sevinçten parlayacak. Çünkü onlar o gün cennete girmiş olacaklar--

AYETİN OKUNUŞU: 40-) Ve vucuhun yevmeizin 'aleyha ğaberetün;
KELİMELERİ: Ve vucûhun*yevme izin*aleyhâ*gaberatun
KARŞILIKLARI: ve yüzler olacak*kıyamet günü*üzeri*toza toprağa bulanmış
TÜRKÇE ÖZÜ:
40-Ve o kıyamet günü üstü başı toza toprağa bulanmış olan yüzler olacak
AYETİN OKUNUŞU: 41-) Terhekuha kateretün;
KELİMELERİ: Terheku-hâ*kateratun
KARŞILIKLARI: kaplamış*karanlık
TÜRKÇE ÖZÜ:
41-Üstlerine bir karanlık çökmüş
AYETİN OKUNUŞU: 42-) Ülaike hümülkeferetulfecerah;
KELİMELERİ: Ulâike*humu*el keferatu*el feceratu
KARŞILIKLARI: işte*onlar*kâfirler*günahkârlardır
TÜRKÇE ÖZÜ:
42-İşte onlar kâfirler günahkârlardır
--Diğer yandan elçimiz Muhammed'i ve tevhidi reddeden müşriklerin yüzleri ise korku ve dehşetten kapkara kesilecek zillet ve perişanlık içinde cehenneme atılacaklar--

(1) Abdullah ibn Ümmü Mektum: Abdullah (Amr) b. Kays b. Zaide el-Kureşi el-Amiri (ö. 15/636) Muhammed Peygamber'in müezzini, kör sahabe.
Peygamber Mekke'de bazı müşriklere Müslümanlığı anlattığı sırada ibn Ümmü Mektum yanına gelerek Allah'ın ona öğrettiği meseleleri kendisine anlatmasını istemiş. Peygamber müşriklere hararetle tebliğ yaparken onunla yeterince ilgilenemeyince bu suredeki ayetler vahyolmuştur.  Mekke'de islamiyet'i ilk kabul edenlerden biri olan ibn Ümmü Mektum burada Muhammed peygambere müezzinlik yaptı. 
Medine'nin ilk muhacirlerindendir. Peygamber çeşitli vesilelerle Medine dışına çıktığı zaman ibn Ümmü Mektum ona vekalet etti ve geride kalanlara namaz kıldırdı . Bu görevin kendisine on üç defa verildiği kaydedilmektedir. 
İslamiyet'te özürlülerle ilgili çeşitli hükümlerin belirlenmesi İbn Ümmü Mektum vesilesiyle mümkün olmuş, onların vekil bırakılmaları, imamlık yapmaları, savaşa iştirak etmeleri, farz namazlara katılmaları, korunma veya işlerine yardımcı olması amacıyla köpek beslemeleri gibi konular açıklık kazanmıştır. İbn Ümmü Mektum. Medine döneminde de Bilal-i Habeşi ile birlikte Peygamber'in müezzinliğini yapmış, Bilal ezanı çok erken okuduğu halde o, fecir doğup sabah namazı vakti girdiği kendisine bildirildikten sonra ezan okumasıyla tanınmıştır. 
Kör oluşu yanında evinin camiye uzaklığını da ileri sürerek Muhammed peygamberden cemaate gelmemek için izin istemişse de bulunduğu yerden ezanı duyduğu için bu isteği uygun görülmemiş ancak mazereti sebebiyle köpek beslemesine izin verilmiştir.
Kör olmasına rağmen Kadisiye savaşına sancaktar olarak katıldığı ve o savaşta aldığı yaralar neticesinde öldüğü rivayet edilir. 
(2) NOT: Kehf 6 ve Şuara 3 ile 4 başta olmak üzere bu husus özellikle vurgulanmakta. Muhammed peygambere sabır telkin edilmekte, müşriklerin inanmamalarından dolayı sorumlu olmadığı ifade edilmektedir. Kehf 28 daha açıktır "Dileyen iman eder dileyen etmez. Sen iman edenlerle davanı sürdür. İnatla inkar eden müşrikleri ikna etmek için kendini harap etme"
(3) (bkz. Mücahid, Taberi)

(Surelerin Türkçe özü için, Sayın Hasan Elik ve Sayın Muhammed Coşkun hocalarımızın ilmine ve onların "İndirildiği Dönemin Işığında Kur'an Tefsiri - Tevhit mesajı" isimli muhteşem eseri ile Sayın Abdülaziz Bayındır hocam ile Sayın Hakkı Yılmaz hocalarımın ilimlerine minnettarım)

Diğer sureler için link;
TÜRKÇE ÖZLÜ KURAN ve DİĞER YAZILAR