26 Mayıs 2017 Cuma

KURAN -41- (36) YASİN SURESİ TÜRKÇE ÖZÜ

(Bismillahirrahmanirrahim)
(her şeye) Yaratılmışlara sonsuz ve sınırsız lütuf, ihsan, rahmet bahşeden, rahmetiyle sayısız nimetler ihsan eden, merhameti ve rahmeti bol, kulluk edilmeye layık tek ilah Allah'ın ismi ile (yardımıyla) (başlanır)
\Aynı zamanda müşriklerin bir işe başlarken Allah yerine kendi ilahlarının adlarını zikretmelerine nispettir\

83 Ayet /Kainat'ın düzeni ve işleyiş biçimi hatırlatılarak İslam'ın tevhit, ahiret ve peygamberlik inançları dillendirilmektedir/

---Mekke döneminin sonlarına doğru, Cin suresinin ardından vahyedilmiştir. Kur'an'ın müşrikler tarafından "cinlerden gelen bilgi" olarak nitelendirilmesine, Cin suresinde kesin bir dille verilen cevap, bu surenin girişinde de söz konusu edilmektedir. Ayrıca 69 ve 76. ayetlerde bu husu tekrar dile getirilip Hz. Peygamber'in müşriklerin bu yakıştırmalarından dolayı üzülmemesi istenmiştir---
(bkz.Hasan Elik & Muhammed Coşkun, İndirildiği dönemin ışığında Kur'an tefsiri)

1-Yasin!
---"Ya-sin" ifadesi, ibn Abbas'tan nakledilen bir rivayete göre "Ey insan!" anlamına gelir ve Hz. Muhammed'e hitaptır. Ancak genel kanaate göre "huruf-ı mukattaa" sayılır---

İLAHİ MESAJ ve PEYGAMBER

Ey elçimiz Muhammed! Mekke'li müşriklerin sana sihirbaz, mecnun, kahin vb. gibi yakıştırmalarda bulunduklarını ve senin peygamberliğine inanmadıklarını biliyoruz. (bkz.Razi
2-Hakim hüküm ve hikmet sahibi Kur'an'a andolsun.
3-Muhakkak ki senin gerçek bir peygamber olduğunun
4-ve önceki peygamberler gibi Allah'ın vahyinin rehberliğinde dosdoğru hareket ettiğinin delili
5-Sonsuz bilgi ve yücelik sahibi Allah tarafından sana vahyedilen bu hikmet dolu Kur'andır.
6-Biz sana peygamberlik görevini, geçmişte ataları peygamber görmemiş ve ilahi mesajdan habersiz kalmış Mekke'li müşrikleri uyarman için vermiş bulunuyoruz.

İNKARA ŞARTLANMIŞ MÜŞRİKLERİN DURUMU

7-Ancak Allah'ın böylelerini uyardığı azap şüphesiz gerçekleşecektir.  Zira müşrikler senin uyarılarına ısrarla kulak tıkamakta ve seni sihirbaz yahut mecnun olmakla suçlayıp iman sahibi olmaktan kaçınmakta bugüne kadar sürdürdükleri inat ve kibirle sana asla iman etmeyeceklerini göstermektedirler.
8-Sanki boyunlarına çenelerine kadar dayanan demir halkalar takmışız da, başlarını eğemiyorlar.
9-Kibir ve kötü niyetlerinden dolayı (Derveze, III, 23.) hakkı kabul etmeye yanaşmamaları iman etmelerine engel olmakta (bkz.Zemahşeri&Cabiri) onları içinde bulundukları karanlığa adeta hapsetmektedir.
10-Şu halde, onlar bu inat ve ısrarlarından vazgeçmedikleri müddetçe senin uyarıların onlara bir fayda vermeyecek, iman etmelerini sağlamayacaktır.
11-Uyarılarının etki edeceği kimseler, senin peygamberliğine ve Kur'an'a iman eden ve içlerinde Allah korkusu taşıyan müminlerdir. (bkz.Zemahşeri) İşte bu müminlere, Allah'ın kendilerini affedeceğini ve cennetle (bkz.Taberi) ödüllendireceğini müjdele!

12-Senin peygamberliğini kabul etmeyen ve bunca uyarıya rağmen ısrarla şirke devam eden müşrikler bilsinler ki, biz insanların bu dünyada yapıp ettikleri her şeyi kaydetmekteyiz ve ahirette onları diriltip hesaba çektiğimizde bütün yaptıklarının hesabını soracağız.

Ey Muhammed!
13-Onlara, şirk inancından kurtarmak için uğraştığımız belde halkını misal ver. Hani elçiler göndermiştik.
14-Onlara iki elçi gönderdik. İkisini de yalanladılar. Bunun üzerine üçüncü elçiyi de gönderdik. Üç elçi de; "Muhakkak ki biz size gönderilmiş resulleriz" diyerek bu topluma bizim mesajlarımızı anlatmaya çalıştılar. 
15-Dediler ki: "Sizler de tıpkı bizler gibi insanlarsınız, Allah'ın elçisi olduğunuzu iddia etmeniz yalandır."
16-Elçiler dediler ki; "Bizim, gerçekten size gönderilmiş resuller olduğumuzu Rabbimiz biliyor"
17-"Ve bizim üzerimizde Allah'ın emirlerini sizlere bildirmekten başka bir sorumluluk yok"
18-"Sizin bu yalancılığınız yüzünden başımıza kötü şeyler geldi. Belli ki sizler uğursuz kimselersiniz. Derhal bu peygamberlik iddialarınızdan vazgeçin, yoksa sizi taşa tutarız" diye tehdit ettiler. 
19-Buna cevaben elçilerimiz şöyle dediler; "Bizden size bir uğursuzluk geldiği yok! Bir uğursuzluk varsa o sizin kendinizden kaynaklanmıştır. Biz sizleri uyarmak için çalışırken sizin gösterdiğiniz bu aşırı tepki nedir böyle! Gerçekten siz ölçüyü aşmış bir toplumsunuz"

20-Derken şehirden bir adam çıkageldi ve bu insanların karşısına dikilip şöyle konuştu: "Ey kavmim! Gelin bu size gönderilmiş elçilere uyun"
21-"Tebliğlerine karşılık sizden ücret talep etmeyen bu kişilere uyun. Bunlar Allah'ın gönderdiği mehdilerdir (bizleri hidayete erdirecek insanlardır)" 
22-"Ve niçin bizi yaradana kul olmayalım! Unutmayalım ki hepimiz ölecek ve Allah'ın huzurunda hesaba çekileceğiz"
---Eğer dikkat ettiyseniz Kur'an'da bazı ifadelerin lafzi çevirisinde söz konusu kişilerin topluma yönelik mesaj ve nasihatleri aktarılırken şahıs zamirleri vb. çeşitli sebeplerle yer değiştirilerek kullanılıyor. Buna Arapça'da "iltifat" uslubu deniyor. Türkçe'de böyle bir uslup pek kullanılmadığı için bazı ayetlerin Türkçesi böyle anlatılabiliyor---
23-"Niçin Allah'tan başka varlıkları ilah edineyim? Allah cezalandıracak olsa medet umup dua ettiğiniz bu varlıkların bize bir yararı mı olacak sanki! Onlar bizi kurtaramazlar."
24-"Eğer putlara tapmak gibi bir yanlış yaparsam, muhakkak ki ben tamamen yoldan çıkmış olurum"
25-"Ben Allah'ın tekliğine ve O'nun gönderdiği bu elçilere iman etmekteyim! Hepiniz söylediklerime iyice kulak veriniz! (bkz.Taberi)

Bunun üzerine, elçilere inanmayan müşrikler bu kişiye saldırıp katlettiler. Ruhunu teslim ettiğinde ise Allah;
26-Ona "Cennete gir" buyurdu. 
"Keşke kavmim bilseydi..." dedi
27-"Keşke Rabbimin beni ne kadar güzel karşıladığını ve ödüllendirdiğini"

28-Ve katledilince onun arkasından kavmine gökten ordu indirmedik. Zaten indirmeyiz, bizim kuralımız böyle değil.
29-Onların helakı için sadece korkunç bir ses dalgası yetti. Yok olup gittiler. 

30-O kullara yazıklar olsun! Onlara gönderilen tüm elçilerle alay edip onları yalanladılar.
31-Oysa daha önce peygamberleri inkar eden nice toplumların sonunu getirdiğimizi, yeryüzünden silinip gittiklerini hiç düşünüp ibret almazlar mı?
32-Bilmezler mi ki herkes eninde sonunda ölecek ve Allah'ın huzurunda hesaba çekilecektir.

KAİNATTAKİ TEVHİT MESAJI

33-Gökten inen su ile hayat bulan kurumuş ve donmuş topraklar insanlara bir ayettir. Toprakları dirilttik ve ondan bol taneli yiyecekler çıkarttık. Böylece kullarımız yesinler diye.
34-Ve hurma bahçeleri üzüm bağları düzenledik. Ve pınarlar fışkırttık.
35-Bir kısmını ekip biçmek için uğraşmalarına rağmen bir kısmı için onu dahi yapmadan o bahçelerin ürünlerinden faydalansınlar diye. 
Hala şükretmeyecek misiniz?
36-Yeryüzünde yetişen her şeyden, onların nefslerinden ve bilmedikleri şeylerden bolca yaratan Allah her şeyden üstündür.

37-Gece ve gündüzün nasıl bir düzen içerisinde hareket ettiğini incelesinler! Gündüzün aydınlığı çekilince gece nasıl karanlıkta kaldıklarını
38-Güneşin nasıl hep ayn şekilde doğup battığını incelesinler. İşte bu aziz ve alim olan Allah'ın takdiridir 
39-Ve ayın da aynı düzen içerisinde hareket ettiğini, belli evrelerde şekilden şekile girdiğini
40-Güneş ve ayın birbirinin hareket alanlarına girmeden nasıl düzenli bir şekilde seyrettiklerini incelesinler!

41-Ataları Nuh peygamberi gemi ile taşımamızı, gemilerin denizde yüzmesine imkan veren kainat düzenini
42-Ve onlar için daha nice binekler yarattığımızı düşünsünler
43-Eğer Allah kainatta bu şekilde bir düzen kurmasaydı onlar gemilerle su üzerinde duramaz boğulurlardı. 
44-Ancak bizden bir rahmet ile belli bir zamana kadar yaşamalarına ve dünya nimetlerinden faydalanmalarına müsaade ettiklerimiz kurtulabilir

45-Bu müşriklere; "Sizden önce yaşamış  ve peygamberlerini inkar etmiş tolumların durumlarından ders alın! Bu inkar ve şirk üzre öldüğünüz takdirde başınıza gelecek cehennem azabından sakının, eğer bu tavsiyeye uyar ve peygambere iman ederseniz, o zaman Allah sizi affedecektir." (bkz.Taberi) diye nasihatte bulunulduğu zaman yaptıkları tek şey peygamberi yalanlamak ve mesajdan yüz çevirmek olmaktadır 
46-Allah'tan bu mesajın doğruluğunu gösterecek ne kadar delil ve işaret gelirse gelsin, bu Kureyş'li müşrikler (bkz:Taberi) yine de ısrarla inkar etmeye ve elçimiz Muhammed'i yalanlamaya devam etmektedirler.

47-Ve onlara: "Sahip olduğunuz servetten yoksullara yardımda bulunun" diye öğüt veren müminlere alaycı bir ifade ile şöyle derler: "Siz hem rızkı Allah verir diyorsunuz hem de bizden fakirleri doyurmamızı istiyorsunuz. Madem Allah istediği takdirde onların karnını doyurabiliyor, o halde biz niçin onlara yardım edelim ki? Doğrusu siz çelişkidesiniz"

48-Bu alaycı tavırlarına karşı Allah'ın kendilerine hesap soracağı ahiret hayatı hatırlatılınca da aynı alaycılıkla şöyle derler: "Madem ahirette bizim azap çekeceğimizi iddia ediyorsunuz, o halde söyleyin bakalım ne zamanmış bu kıyamet ve ahiret?"

49-Onlar müstahak oldukları şekilde kendilerini yerle bir edecek helakin işareti olan sur borusunun müthiş sesini beklemektedirler
50-Doğrusu böyle bir azaba maruz kaldıklarında ne göz açmaya, ne de yakınlarıyla vedalaşmaya fırsat bulabileceklerdir. 

51-Hesap vermek üzere diriltilecekleri gün sura üflendiğinde kabirlerinden mahşere doğru akın edecekler 
52-ve o günün şaşkınlığı içerisinde şöyle diyeceklerdir: "Demek peygamberlerin anlattığı şeyler doğruymuş! Demek Allah'ın peygamberler aracılığı ile dünyada bize bildirdiği o mahşer günü, hesap vereceğimiz gün, bugünmüş!"

53-O gün adeta bir çığlık gibi çınlayacak olan surun sesiyle (bkz.Taberi) onlar Allah'ın huzurunda hesap vermek için toplanacak. 
54-Kendilerine en ufak bir haksızlık yapılmayacak ve sadece dünyadaki amellerinin karşılığını görecekler.

55-Muhakkak ki, cennet ehli o gün zevkli bir meşguliyet içerisinde olacaktır
56-Onlar ve eşi dostu, gölgeliklerde tahtları üzerine kurulmuş olacaklar
57-Orada onlar her türlü cennet nimetlerinden gönüllerince istifade edecek
58-Sonsuz şefkat ve merhamet sahibi Allah'ın emriyle melekler onları selamlayacaktır (bkz.Zemahşeri)

59-Dünyada peygamberleri inkar eden ve Allah'a ortak koşan cehennemliklere; "Ayrılın bakalım şöyle!" denilecektir
Allah o gün onları paylarcasına şöyle seslenecektir;
60-Ey Ademoğulları! Ben sizden şeytanın yolundan gitmeyeceğinize dair ahd almadım mı? Muhakkak ki şeytan size apaçık bir düşmandır
61-Ve Ben, sizden yalnız bana kulluk etmeniz için ahd almadım mı? İşte sizlere gösterdiğim dosdoğru yol buydu.
62-Fakat sizler benim bu mesajıma kulaklarınızı tıkadınız, şeytanın yolundan gittiniz. Benim size rahmet olarak gönderdiğim elçileri yalanlarken hiç düşünmediniz!
63-Size vaad edilen cehennem işte budur,
64-Benim elçilerime inanmadığınız ve mesajımı dikkate almadığınız için şimdi girin bakalım ateşe!

O gün onlara, "Hani kendilerini şefaatçi kabul edip medet umduğunuz varlıklar nerede?" diye sorulunca derhal kendilerini savunacak ve müşrik olduklarını inkar etmeye çalışacaklardır. (bkz.Mukatil)  Ancak bu, kendilerine bir fayda sağlamayacak;  
65-Çünkü biz onların yalan söyleyen dillerini mühürleyeceğiz (bkz.Zemahşeri) yaptıklarını elleri anlatacak ayakları tanıklık edecek.

66-Doğrusu biz onlara zulmetmiş değiliz. Dileseydik onlara dünyada iman etme şansı tanımaz, akıl ve vahiyle onları doğru yola iletmez, hakikati görememelerini sağlardık. (bkz.İbn Abbas & Taberi)
67-Fakat biz onları hür bıraktık, kendi iradeleriyle iman etmelerini istedik. Aksi takdirde doğruyu yanlışı anlama imkanları olmayacaktı (Derveze, III, 38.) Eğer böyle yapsaydık o zaman haksızlık ettiğimizi iddia edebilirlerdi.

68-Aslında dünya hayatının geçici olduğunu sizlere gösteren bir çok işaret mevcut. Mesela yaşlanan kimselerin güçten kuvvetten düşmesi ve gittikçe çocuklaşması dünya hayatının sonlu olduğunu ve Allah'ın kudretini anlatmaya yeterdi. Bu kadar açık işaretlere rağmen hiç mi aklınızı çalıştırmazsınız?

69-Ve biz peygambere şiir öğretmedik. Bu ona yakışmaz. Ona indirilen apacık vahiy ve Kur'an'dır
---Kur'an'da sözü geçen "şair"(ler) Türkçede bilinen anlamıyla "şair" değildir. O dönemde cinlerle irtibat kurduğunu ve cinlerden aldığını iddia ettiği bilgileri süslü püslü sözlerle söyleyip bundan çeşitli çıkarlar elde eden kimselere "şair" denirdi. Kur'an'ın mana ve bütünlüğüne dokunmamak için bazen Türkçede tam karşılığı bulunmayan böyle benzeş kelimelerden kaçınılamıyor maalesef--
70-Kur'an'n indirilmesinin amacı tevhidi anlatmak ve Allah'a şirk koşanları uyarmak ve şirkte ısrar ettikleri takdirde azap sözünün müşriklere müstahak olduğunu bildirmek içindir.

71-Müşrikler, kudretimizle yarattığımız şeylerden hayvanları, insanlar için yarattığımızı görmezler mi? Onlar bizim sayemizde o hayvanlardan faydalanabilmektedirler  
72-Ve biz hayvanları insanların hizmetine sunduk. Böylece onlardan binekleri oldu. Bazılarına biner, bazılarını ise yerler
73-Ve onlarda, kendileri için menfaatler yararlar ve süt vs gibi içecek şeyler vardır.

74-Ve müşrikler, yardımcı olacaklarını umut ederek, Allah'tan başka ilahlar edindiler. 
75-O ilahlar müşriklere yardım etmeye muktedir değildirler. Aksine, müşrikler o ilahlar için onlara yardıma hazır, o varlıkların varlığının devam etmesi için savaşan askerlerdir.

76- Ey elçimiz Muhammed! Artık onların sözleri seni mahzun etmesin. Aslında biz onların sana karşı gizliden gizliye nasıl nasıl düşmanlık beslediklerini gayet iyi biliyoruz.

Ey müşrikler!
77-İnsanı bir damla berrak sıvıdan nasıl yarattığımızı görmediniz mi? Bir de utanmadan bize düşmanlık ediyor
78-Kendi yaratılışlarınızın bu şekilde olduğunu unutup, "Çürümüş kemikleri kim  diriltecek?" diye alaycı sorular soruyorsunuz
79-Biliyorsunuz ki insanı ilk defa yaratan onu tekrar diriltecektir. O yaratmanın ve diriltmenin her şeklini bilir.
80-Yakıp ısındığınız odunlar haline gelebilen yemyeşil ağaçları yaratan O'dur
81-Dahası şu muhteşem gökleri ve yeryüzünü yaratan, bunların bir eşini daha yaratmaya kaadir değilmidir? O yegane yaratıcı ve her şeyi en iyi bilendir 
82-Her şeyin egemenliği O'nun elindedir. O bir şeyin olmasını dilediği zaman ona sadece "ol" der ve o da derhal oluverir
83-O kainatta var olan her şeyi yaratan, koruyucusu olan, tek, yüce ve üstün varlıktır. Her şeyin mülkü ve hükümdarlığı O'nun elindedir. Neticede hepiniz öldükten sonra O'na döneceksiniz.

(Surelerin Türkçe özü için, Sayın Hasan Elik ve Sayın Muhammed coşkun hocalarımızın ilmine ve onların "İndirildiği Dönemin Işığında Kur'an Tefsiri - Tevhit mesajı" isimli muhteşem eseri ile Sayın Abdülaziz Bayındır hocam ile Sayın Hakkı Yılmaz hocalarımın ilimlerine minnettarım)

Diğer sureler için link;
TÜRKÇE ÖZLÜ KURAN ve DİĞER YAZILAR