26 Mayıs 2017 Cuma

KURAN -44- (19) MERYEM SURESİ TÜRKÇE ÖZÜ

(Bismillahirrahmanirrahim)
(her şeye) Yaratılmışlara sonsuz ve sınırsız lütuf, ihsan, rahmet bahşeden, rahmetiyle sayısız nimetler ihsan eden, merhameti ve rahmeti bol, kulluk edilmeye layık tek ilah Allah'ın ismi ile (yardımıyla) (başlanır)
\Aynı zamanda müşriklerin bir işe başlarken Allah yerine kendi ilahlarının adlarını zikretmelerine nispettir\

98 Ayet /Peygamber annesi ve iffet timsali mümtaz kadın/

---Mekke döneminin ortalarında, yaklaşık olarak peygamberliğin beşinci yılında, Habeşistan'a hicret öncesinde vahyedilmiştir. Surede özellikle hristiyan çevrelerde ve dolaylı olarak Mekke müşrikleri arasında tevhide aykırı şekilde yorumlanan Hz.İsa'nın doğumu ele alınmakta, bu bağlamda hristiyanların Hz.İsa'yı tanrılaştırıcı yaklaşımları ve yahudilerin Hz.Meryem'i karalayıcı iftiraları tenkit edilmekte, diğer taraftan Hz.Zekeriyya, Yahya, İbrahim gibi bir çok peygamberin hayatından kesitler anlatılarak müslümanlara sabır ve teselli telkin edilmektedir---
(bkz.Hasan Elik & Muhammed Coşkun, İndirildiği dönemin ışığında Kur'an tefsiri)


ZEKERİYYA ve YAHYA PEYGAMBERLER 

1-Kaf ha ayn sad (Huruf-ı mukattaa)

Ey Muhammed!
2-Bu öncelikle Rabbinin kıymetli kulu Zekeriyya'ya olan nimetlerinin kıssasıdır.

3-Bir vakit Zekeriyya gizlice ve içtenlikle (bkz.Taberi) Rabbine şöyle dua etmişti;
4-"Rabbim! İyice yaşlandım. Saçım başım ağardı, ancak şükürler olsun sana ki bugüne kadar bana sayısız nimetler bahşettin, her duama icabet ettin. (bkz.Taberi)
5-Bu yaşıma kadar halkıma senin emir ve yasaklarını anlattım ve onları senin yolunda tutmaya gayret ettim. Ancak benden sonra yoldan çıkmalarından, (bkz.Zemahşeri) şirke sapmalarından korkuyorum. Eşim doğurgan olmadığı için çocuk sahibi de olamıyorum. Senden niyazım, (bkz.Zemahşeri)  onlara senin vahyini iletecek (bkz.Taberi) ve senin rızan ile hareket edecek birini bana bağışlamandır!"
6-"Bana ve bütün Yakub soyuna varis olup benden sonra görevimi devralacak hayırlı birisini"

7-Bunun üzerine Allah, Zekeriyya'nın duasına şöyle karşılık verdi: "Ey Zekeriyya! Müjdeler olsun! Sana şimdiye kadar dengi görülmemiş "Yahya" adında bir erkek çocuk bahşedeceğiz!"

8-Zekeriyya şükran hissiyle, "Rabbim! Ben oldukça yaşlıyım, karım ise kısır. Bize bu halde iken evlat bahşetmen büyük lutuftur"deyince
9-Allah ona şöyle vahyetti: "Evet, mümin kullarına lutufta bulunmak Allah için mesele değildir. Kaldı ki seni yoktan yaratmış olmamız da bir lutuf değil midir?"

10-Zekeriyya bu müjdenin şükrünü eda etmek için şöyle dedi: "Rabbim! Sana şükranlarımı arz edebilmem için bana bir yol göster!" Allah ise, "Sana verdiğimiz bu müjdenin şükrü olarak üç gün kimseyle konuşma, meşgul olma! Rabbinin bu nimetine karşılık sabah akşam O'na şükret!" buyurdu. (bkz.Ali İmran 3/41)

11-Böylece Zekeriyya, halkının karşısına çıktı ve işaret diliyle onlara sabah akşam daima Allah'a şükür ve kulluk etmelerini söyledi.

Zamanı gelince Allah ona;
12-"Ey Yahya! Allah'ın kitabına sımsıkı sarıl" diyerek peygamberlik görevini bildirdi. Biz daha ona küçükken hikmet verdik.
13-İlahi bir şefkat ve saflıkla büyüdü ve takva sahibi oldu.
14-Allah'ın emirlerine bağlı, anne babasına ve insanlara son derece saygılı ve şefkatli idi. Onlara karşı hiç asi olmamıştı. 
15-Bunun içindir ki doğduğu gün de öldüğü gün de ilahi inayete mazhar oldu. Ahirette yeniden diriltileceği gün de ilahi inayete mazhar olacaktır. 

İFFETLİ MERYEM

16-Ey Muhammed! Zekeriyya'nın ardından, İsa peygamberin annesi ve örnek kadın Meryem'i de sana anlatacağız. Vaktiyle Meryem, kavminden uzaklaşarak daha çok tercih edilen (bkz.İbnü'l-Cevzi) Beytülmakdis'in doğusunda ibadete çekilmişti. 
17-Bu sırada ruhumuzu ona insan kılığında gönderdik.
Meryem onun melek olduğunu anlamadı, kendisine bir fenalık yapmak istediğini sandı
18-ve ona "Allah'tan kork, benden uzak dur!" dedi.
19-Cebrail ise, "Endişelenme! Ben Allah'ın sana gönderdiği elçiyim, sana tertemiz bir erkek evlat müjdesiyle geldim" dedi. 
20-Meryem, "Benim nasıl çocuğum olur ki ben evli de değilim, gayrı meşru şeyler yapacak kötü biri de!" diyerek hayretini dile getirdi.
21-Cebrail, "Elbette kötü biri değilsin, ancak Rabbin sana bir erkek çocuk bahşetmenin kendisi için çok kolay olduğunu ve doğacak çocuğun insanlara hakkı gösterecek birisi olacağını, ilahi rahmetin tecellisi olan peygamberlik görevini üstleneceğini buyurmaktadır. Bunun  böyle olacağı karara bağlanmıştır" dedi.

22-Bu ilahi karar uyarınca Meryem, İsa'ya hamile kaldı ve gözden uzak bir yere çekildi.
23-Doğum sancılarının arttığı günlerden birinde, bir hurma ağacına dayanmış ve "Keşke ölseydim, unutulup gitseydim de başıma bu haller gelmeseydi" diye sızlanmıştı.
24-O sırada meleğin şöyle seslendiğini işitti, "Artık üzülmeyi bırak! Bak işte doğum anın geldi ve Rabbinin nimeti sayesinde oğlunu, İsa'yı dünyaya getirdin"
25-"Şu hurma dalını kendine çek, taze hurma dökülüversin."
26-"Ye, iç, gözün aydın olsun! İnsanlarla karşılaştığın zaman, "Ben Rabbime şükür için sessizlik orucu tutacağım, bugün kimseyle konuşmayacağım" de!

27-Sonra çocuğunu alıp insanların arasına döndü. Ona "Ey Meryem! Bu da nedir? Hiç beklenmedik bir şey yapmışsın"
28-"Harun gibi salih bir insan soyundan gelen birinden böyle bir şey beklemezdik doğrusu! Baban da annen de kötü kimseler değillerdi" dediler.
29-Meryem ise üç gün konuşmamak üzere söz verdiği için onlara sadece çocuğu göstermekle yetindi. Onlar ise "Beşikteki çocukla nasıl konuşalım?" diyerek tepki gösterdiler.


30-İsa, Allah'ın bir kulu ve peygamberi olarak onlara şu mesajları iletti: "Ben Allah'ın kuluyum, O bana ilahi kitap verdi ve beni peygamber olarak seçti"
31-"Nerede olursam olayım insanlara faydalı olmamı, hayır ve bereket saçmamı (bkz.Taberi, Zemahşeri) diledi ve yaşadığım sürece tevhide uygun bir şekilde ibadet edip şirkten uzak durmamı emretti."
32-"Anneme karşı müşfik ve merhametli olmamı, asi ve zorba olmamamı emretti"
33-"Doğduğum gün, öleceğim gün ve yeniden dirileceğim gün beni güven ve inayetine mazhar kıldı. Allah benim de sizin de Rabbimizdir. O'na ortak koşmayınız! Allah'ın bana öğrettiği dosdoğru din budur."

---Dönem bir takım müşriklerin ve yahudilerin Hz.Meryem ve Hz.İsa'ya binbir yalan dolan ve iftira ile saldırdığı ve rencide ettiği dönemdir. İsa peygamberin doğumundan 600 yıldan fazla geçtikten sonra Hz.Meryem ve Hz.İsa hakkında yapılan karalama kampanyasına karşı bu ayetlerle Kur'an'ın ortaya koyduğu yaklaşım, her türlü aşırılığı bertaraf edecek; hem tevhidi vurgulayıp hem de İsa ve Meryem'in şahsına karşı yapılan karalayıcı sözleri reddedecek bir dille ifade etmesi hayran olunacak bir tavırdır---

34-İşte, hakkında tartıştıkları Meryem oğlu İsa ile ilgili gerçekler bunlardır.
35-Çocuk sahibi olmak Allah'ın şanına yaraşmaz! Allah için herhangi bir şeyi yaratmak son derece kolaydır. O bir işin olmasına karar verdiği zaman o takdirde sadece "ol" der ve o, hemen olur.
36-İsa dedi ki: "Allah benim Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O'na kul olun; Dosdoğru yol budur"
37-İsa onlara tevhidi anlattığı halde ondan sonra insanlar ihtilafa düştüler, onun "Allah'ın oğlu" olduğunu iddia ettiler. Ancak onlar bugün İsa hakkında hakikati söyleyen elçimiz Muhammed'e kulak vermeseler de 
38-Hesap vermek üzere huzurumuza geldiklerinde gerçeği çok iyi görüp anlayacaklar (bkz.Taberi) ve yaptıklarının cezasını çekeceklerdir (bkz.Zemahşeri)

39-Ey elçimiz Muhammed! Büyük bir gaflet ve sapkınlıkla Allah'a ortak koşan ve sana inanmayan o müşriklere, Allah'ın huzuruna hesap vermek üzere geldiklerinde bu tavırlarının cezasını çok ağır bir şekilde çekeceklerini bildir.

40-Bütün kainatın yegane maliki Allah'tır. O'nun dışındaki her canlı yok olacak, her şey son bulacaktır. Her canlı gibi onlar da ölümü tadacaklar ve hesap vermek üzere huzurumuza geleceklerdir. 

TEVHİT TİMSALİ BÜYÜK PEYGAMBER : Hz.İBRAHİM

41-Bu kitapta İbrahim'in hikayesini de anlat. O özü sözü doğru bir nebi idi.
42-Vaktiyle İbrahim, babasının Allah'a şirk koşmasından duyduğu üzüntüyle ona, "Babacığım! İşitmeyen, görmeyen, sana hiç bir yarar sağlamayacak olan şu putlardan niçin medet umarsın?"
43-"Bana Allah'tan vahiy geliyor ve bu vahiy senin tuttuğun şirk yolunun yanlış olduğunu bildiriyor, sözümü dinle, (bkz.Taberi) kendini kurtar."
44-"Sonsuz merhamet sahibi Allah'a isyankarlık eden şeytana uyma! Sahip olduğun bütün nimetleri sana bahşeden Allah'ı bırakıp sana hiç bir yarar sağlamayacak olan şeytanın peşine düşme!"
45-"Allah'ın engin merhametinden mahrum kalmandan, azaba müstehak olmandan ve şeytanla cehennemde (bkz.Kurtubi) yoldaş olmandan endişe ediyorum!" demişti.

46-Babası ise İbrahim'in sözlerine makul bir cevap veremeyince kızgınlıkla ona şöyle çıkıştı: (bkz.Zemahşeri) "Yoksa benim ilahlarıma sırt mı çeviriyorsun? Eğer bu tutumundan vazgeçmezsen yeminle söylüyorum senin canına okurum. Şimdi seni derhal cezalandırmadan yıkıl karşımdan!" (bkz.Taberi)

47-İbrahim babasının bu sert tavrı üzerine ona şöyle dedi: "Öyle olsun babacığım! Sen her ne kadar bana sert konuşsan da, ben sana hürmette kusur etmeyeceğim! (bkz.İbn Kesir) Şirkten vazgeçmen ve iman etmen için Rabbime dua edeceğim. rabbim bana karşı çok lutufkardır."
48-"Şimdi sizleri de, medet umduğunuz varlıkları da terk edip gidiyorum. Zira ben sadece ve sadece Allah'a kulluk ediyor ve yaptığım şeyin karşılıksız kalmayacağını biliyorum."  

49-Böylece İbrahim putperest halkını terk edip o bölgeden ayrıldı. Biz de ilerleyen zamanlarda, onun bu fedakarca yaptığı hicretini, kendisine oğlu İshak ve torunu Yakub'u lutfederek ödüllendirdik. Onlara da, tıpkı İbrahim'e verdiğimiz gibi peygamberlik görevini ve şerefini bahşettik.
50-Kendilerine hem dünyada bolluk, bereket ve huzur içerisinde yaşamayı hem de gelecek kuşaklar içerisinde hayırla yad edilmeyi nasip ettik! (bkz.Taberi)

TEVHİT YOLUNUN İLAHİ RAHMET ve NİMETE MAZHAR OLMUŞ ÖNDERLERİ 

51-Ey Muhammed! Sana şirkten ve kötülükten uzak seçkin bir kul olan ve kendisine Tevrat'ı verip peygamber olarak gönderdiğimiz Musa'yı da hatırlatacağız.

52-Vaktiyle ona Sina dağının eteğinde, vahyin indirildiği yer olan o kutlu yamaçta (dağın sağ tarafında) vahyimizi iletmiş, kendisini doğrudan vahyimizi alma mertebesine yükseltmiş
53-ve kardeşi Harun'u da yanında yardımcı olarak görevlendirmiştik.

54-Yine tevhide ve ilahi emirlere sadakatle bağlı (bkz.Maturidi) bir kul olan İsmail'i de hatırlatırız. O da, tıpkı senin gibi Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberdi.
55-Çevresindekilere sadece Allah'a kulluk etmeyi, ibadetlerini bu ilkeye göre yapmalarını öğütlerdi. Her haliyle Allah katında değerli bir konuma sahipti.

56-Dosdoğru bir kul ve Allah elçisi olan İdris de senin gibiydi.
57-Onun da bizim nezdimizde çok üstün bir yeri vardı.

58-İşte Adem'in soyundan, Nuh ile birlikte gemide taşıyıp boğulmaktan kurtardığımız insanların soyundan, İbrahim ve İsrail'in (Yakub) neslinden gelen bütün bu peygamberler, senden önce yaşamış ve tıpkı senin gibi çeşitli zorluklarla karşılaşmış, fakat sabır ve sebat göstererek Allah'ın rahmetine ermiş dosdoğru insanlardı. Sonsuz merhamet sahibi olan Allah'ın ayetlerini duyduklarında içten bir saygı ve yaşlı gözlerle secdeye kapanırlardı.

59-Ne var ki onların ardından öylesine kötü bir kuşak geldi ki (bkz.Nesefi) bunlar Allah'a tevhide göre ibadet etmeyi bıraktılar, şirk koştular. Bunlar kesinlikle cehennem azabına maruz kalacaklardır.

60-Fakat bunlar içerisinden pişmanlık duyup tövbe eden, Allah'ın peygamberine inanan ve O'nun emir ve yasaklarına uyanlar, işte onlar cennete girebilecek ve hiç bir şekilde haksızlığa uğramayacaklar
61-Çünkü Allah verdiği sözü kesinlikle yerine getirendir.

62-Onlar cennette, şimdi müşriklerden duydukları tarzda hakaret ve kötü sözlere muhatap olmayacaklar, (bkz.İbn Aşur) kendilerine esenlikler dilenecek ve sınırsız rızıklar sunulacaktır.

63-Kullarımızdan takva sahibi olanları, varis kıldığımız cennet işte budur.

64-Ey Muhammed! Elçimiz Cebrail sana vahyi getirirken sadece ve sadece Allah'ın emri ile hareket eder. Dolayısı ile müşriklerin sana vahiy gelmediği dönemlerde söyledikleri alaycı ve incitici sözlere aldırma! Elbette ki Allah seni unutmuş değildir.
65-Allah bütün varlığın hakimidir, dünya ve ahirete ilişkin her şey (bkz.Taberi) O'nun mutlak tasarrufu altındadır. O'nun emri ve izni olmaksızın meleklerin sana vahiy getirmeleri söz konusu değildir. Dolayısı ile sen O'na kulluk etmeye ve görevini sürdürmeye sabır ve sebat ile devam et! Müşriklerin sözlerine aldırma! Çünkü Rabbinin sana olan nimet ve ihsanı sınırsızdır. (bkz.Taberi) Sana bu kadar büyük nimetlerde bulunan bir başka varlık bilir misin? (bkz.Nesefi

DÜNYEVİ ÜSTÜNLÜKLERİNE KANIP KİBİRLENEREK HESAP GÜNÜNÜ UMURSAMAYAN MÜŞRİKLERE UYARI 

66-Kimi müşrikler (bkz.İbnü'l-Cevzi) elçimizin ahiret uyarılarını alaya alır ve "Şimdi ben öldükten sonra tekrar diriltilecek miyim yani!" diye tepki gösterirler.
67-Onlar bunu söylerken, Allah'ın kendilerini yoktan var ettiğini hiç düşünüp de ibret almazlar mı? (bkz.Taberi)

68-Ey Muhammed! Rabbinin yüce şanına yemin olsun ki onları diriltecek, şeytani dostları ile birlikte hepsini diz üstü çökmüş vaziyette (bkz.Taberi) cehennemin önünde toplayacağz
69-Cehenneme önce, Allah'ın peygamberlerine karşı düşmanlıkta elebaşılık yapanları atacağız
70-ki onların kim olduklarını biz gayet iyi bilmekteyiz.

71-Ey müşrikler! Hepiniz o gün cehennem ateşinin dehşetini hissedeceksiniz. Bu, Rabbinizin kesinlikle gerçekleşecek olan sözüdür. 
72-Allah'a şirk koşmayıp peygamberine iman edenler (bkz.Taberi) o gün cehennem azabına maruz kalmaktan kurtarılacaklardır. Oysa Allah'a şirk koşan, peygambere inanmayan ve Allah'ın emir ve yasaklarına muhalefet edenler perişan bir vaziyette cehennemde kalacaklardır   
73-Çünkü elçimiz dünyada kendilerini tevhide çağırırken ona inanmayıp müminlerle alay edercesine şöyle demişlerdi: "Sizin sözünüzle mi inancımızı değiştireceğiz! Bizler itibar sahibi insanlarız. Sizler bize denk değilsiniz. Baksanıza, hangimiz daha müreffeh durumdayız?"
74-Halbuki onların bu sözleri ne kadar düşüncesizce ve ne kadar aldatıcıdır! Hiç düşünmezler mi Allah, onlardan önce yaşamış daha güçlü ve şatafatlı nice toplumları peygamberlere bu şekilde davrandıkları için helak etmişti.

75-Ey elçimiz! Varlıklı ve müreffeh oldukları için şımaran ve bu konumlarına bakarak doğru bir yol üzere olduklarını iddia eden müşriklere şöyle söyle: "Ey küstah ve kibirli müşrikler! Madem benim yanlış yolda olduğumu iddia ediyorsunuz, o halde dilerim Allah yanlış yolda olana bu dünyada bildiği şekilde yaşaması için mühlet versin! Nasıl olsa size bildirilen azabı dünyada veya ahirette gördüğünüzde her şey ortaya çıkacak, kimin doğru yolda olduğunu, kimin güçlü olduğunu gayet iyi anlayacaksınız!"

76-Şüphe yok ki Allah, şirk koşmayan ve peygambere inananların kalplerindeki iman daima pekiştirir. Müşriklerin övündükleri mal ve konum fanidir, kalıcı ve insana hem bu dünyada hem ahirette faydalı olan davranışlar ise Allah'ın emirlerine uyarak yapılan iyi işlerdir. (bkz.Taberi)

77-Ey Muhammed! Borçlu olduğu mümine borcunu ödememek için "Nasıl olsa bana ahirette çokça mal mülk ve evlat verilecek, o zaman senin borcunu öderim" diye alay eden şu müşriğe bakar mısın! (bkz.Zemahşeri)
78-Sanki ahirette olup bitecek şeylerden haberdarmış, yahut Allah'tan kendisine ahirette mal mülk ve evlat verileceğine dair bir söz almış!
79-Hayır, elbetteki bunların hiç biri doğru değil. (bkz.Taberi) O sadece küstahlık yapmaktadır. Bilsin ki onun bu sözlerini kaydediyoruz. Bu sözlerinin bedelini çok ağır ödeyecek, azabı katbekat artacak
80-Bu dünyada böbürlenip durduğu malı nihayetinde bize kalacak ve kendisi ahirette, bu zenginlik ve güçten yoksun bir şekilde (bkz.Nesefi) tek başına huzurumuza çıkarılacaktır.

81-Müşrikler, Allah'tan başka varlıklardan medet ummakta, onlardan kendilerine dünya ve ahirette yardım geleceğini sanmakta ve onları şefaatçi olarak görmektedirler. (bkz.Nesefi) Bu ilahların güya kendilerini Allah'a yaklaştıracağını düşünmekte, onlar sayesinde cehennemden kurtulacaklarını zannetmektedirler. (bkz.Taberi)
82-Fakat boşuna ümitlenmesinler; çünkü o medet umdukları varlıkların asla böyle bir gücü yoktur. Kaldı ki medet umdukları varlıklar ahirette müşriklerin kendilerine atfetmiş oldukları vasıflardan beri olduklarını ilan edecek hatta müşriklere düşman kesileceklerdir.

83-İstesek onlara, bu şeytanca işleri yaptıranları engelleyebilirdik. Fakat biz onlar hür ve özgür iradeli yarattık. Kendi iradeleriyle o şeytanların peşine düşmekte ve onların kışkırtmalarıyla alabildiğine yoldan çıkmaktadırlar. (bkz.Zemahşeri, Nesefi)
84-Şu halde onların bir an önce helak olmalarını bekleme! Biz onlara dünyada imtihan için belirli bir süre vermekteyiz. fakat bu süre elbette sonsuz değildir. Yaptıkları her şeyi kaydediyoruz.

85-Ahiret günü geldiğinde dünyada Allah'ın birliğine ve O'nun peygamberliğine iman etmiş, O'nun emir ve yasaklarına uygun yaşayanları saygın bir şekilde (bkz.Zemahşeri) huzurumuzda ağırlayacağız
86-Allah'ın tekliğini ve peygamberi inkar edenleri, susuz kalmış sürüler gibi perişan bir halde cehenneme sürükleyeceğiz. 
87-O gün ancak Allah'a ve elçisine inananlar Allah'ın af ve mağrifeti sayesinde bağışlanmayı hak edeceklerdir. 

88-Bir kısım yahudiler, "Üzeyir Allah'ın oğludur", hristiyanlar "İsa Allah'ın oğludur" ve Mekkeli müşrikler de "Melekler Allah'ın kızlardır" diye inanmakla Allah'a çocuk isnat etmektedirler.
89-Oysa bunlar çok çirkin ve asılsız iddialardır.
90-Bu kadar cüret gösterip böylesine vahim, asılsız ve çirkin bir iddiada bulunmak neredeyse yeri göğü titretecek kadar ağır bir durumdur 
91-Allah'a çocuk isnat ederek ortak koşmak

92-Oysa çocuk sahibi olmak, rahman olan Allah'ın şanına yaraşmaz
93-Sizin O'na çocuğu diye isnat ettiğiniz İsa, Üzeyir ve melekler Allah'ın kullarıdır. Kainatta var olan canlı cansız her varlık O'nun kuludur.
94-Ahirette hepsi Allah'ın huzurunda divan durup hesap verecektir
95-Allah'ın sınırsız ilmi her varlığı çepçevre kuşatmıştır. O'nun için gizli saklı hiç bir şey yoktur. Her varlığın yapıp ettiğini eksiksiz olarak görmektedir. Herkes O'nun huzuruna tek başına çıkıp hesap verecektir.

96-Hesap günü geldiğinde, Allah'a şirk koşup O'nun hakkında böyle çirkin iddialarda bulunanlar cezasız kalmayacaklardır. Fakat Allah'ın tekliğine ve O'nun peygamberlerine iman eden, emir ve yasaklarına uyanlar dünyada ve ahirette Rahmanın inayetiyle sevgi ve huzur içerisinde olacaklardır. Allah onların içlerine sevgi ve muhabbet yerleştirecek, helal ve temiz kazanç elde etme imkanı sağlayacak ve gelecek nesiller tarafından hayırla yadedilmeyi nasip edecektir. (bkz.Taberi

97-Ey Muhammed! Müşrikler her ne kadar "melek peygamber" istiyor olsalar da, biz Allah'ın mesajını bu şekilde onların anlayacağı bir dille ve bir beşer peygamber aracılığı ile vahyediyoruz ki sana iman edenleri cennetiyle müjdeleyesin ve hakkı kabul etmeyen, senin peygamberliğine inatla karşı çıkan ve şirkte ısrar eden müşrikleri, müstehak oldukları azap ile uyarasın!

98-Biz bu Kur'an'ı onlara, kendilerinden önce benzer davranışlarda bulunmuş nice toplumları helak ettiğimizi, hepsinin sesinin soluğunun kesilmiş olduğunu bildiresin; Allah'a şirk koşmaktan ve seni yalanlamaktan vazgeçmezlerse aynı şeyin başlarına geleceği konusunda kendilerini uyarasın diye vahyetmekteyiz.

(Surelerin Türkçe özü için, Sayın Hasan Elik ve Sayın Muhammed coşkun hocalarımızın ilmine ve onların "İndirildiği Dönemin Işığında Kur'an Tefsiri - Tevhit mesajı" isimli muhteşem eseri ile Sayın Abdülaziz Bayındır hocam ile Sayın Hakkı Yılmaz hocalarımın ilimlerine minnettarım)


Diğer sureler için link;
TÜRKÇE ÖZLÜ KURAN ve DİĞER YAZILAR