27 Mayıs 2017 Cumartesi

KURAN -56- (31) LOKMAN SURESİ TÜRKÇE ÖZÜ

(Bismillahirrahmanirrahim)
(her şeye) Yaratılmışlara sonsuz ve sınırsız lütuf, ihsan, rahmet bahşeden, rahmetiyle sayısız nimetler ihsan eden, merhameti ve rahmeti bol, kulluk edilmeye layık tek ilah Allah'ın ismi ile (yardımıyla) (başlanır)
\Aynı zamanda müşriklerin bir işe başlarken Allah yerine kendi ilahlarının adlarını zikretmelerine nispettir\

34 Ayet - /Tevhid davetçisi bilge bir kul/

------ Mekke döneminin ortalarına doğru, Saffat suresinin ardından vahyedilmiştir. Tefsir ve tarih kaynaklarında yer alan bilgilere göre Nadr b Haris adlı Mekkeli bir müşrik, ticaret amacıyla gittiği İran'da ilgi çekici hikayeler öğrenmiş, Mekke'ye döndüğünde de insanları etrafına toplayıp bu hikayeleri anlatmaya başlamış, böylece Kur'an'ın da bunlar gibi bir hikaye olduğunu söylemeye ve halkı Hz.Muhammed'i dinlemekten alıkoymaya çalışmıştır. İşte Lokman suresi müşriklerin bu girişimlerine cevap olarak vahyedilmiştir. (bkz.Taberi; Razi, Kurtubi) Lokman, hikmetli öğütleriyle meşhur, Habeş'li bir zat olarak tanınır. (bkz.Taberi) Surede onun ağzından bütün müslümanlara öğütler verilmekte, İslam'ın temel inanç ve ahlak ilkeleri ortaya konulmaktadır. -----
(bkz.Hasan Elik & Muhammed Coşkun, İndirildiği dönemin ışığında Kur'an tefsiri)

İLAHİ VAHYİN GERÇEKLİĞİ 

1-Elif lam mim! (Huruf-ı mukattaa)

Ey Muhammed! Senin peygamber olduğuna inanmayan müşriklerin, insanları senin davetinden alıkoymak için çeşitli hikayeler anlattıklarını biliyoruz.
2-Oysa sana vahyetmekte olduğumuz Kur'an, hikmet dolu ilahi bir mesaj olup
3-Tevhide inanan, bütün ibadetlerini bu esas üzerine yapan, öldükten sonra diriltilip hesaba çekileceğine inanan ve bu sorumluluğun bilinciyle yaşayan mümin kullar için bir rahmet ve müjdedir. 
4-İyiler namazı kılan, zekatı veren ve Ahirete kesin olarak inanan kimselerdir. İşte bu şekilde iman eden kullar, rableri tarafından vahyedilen ilahi mesaja iman ettikleri için 
5-Dosdoğru yol üzeredirler, hem dünyada hem ahirette huzur bulacak olanlar onlardır. 

6-Diğer taraftan müşriklerden bazıları insanları ilahi mesajdan uzaklaştırabilmek için birtakım boş sözler ve hikayelerden medet umarlar! Akıllarınca Kur'an'ı küçümser ve o hikayelere benzetirler. Bu davranışlarından vazgeçip sana inanmazlarsa, onlara kendilerini acı bir azabın beklemekte olduğunu bildir!
7-Çünkü onlar Kur'an'ı dinledikleri zaman onun tevhit mesajını gayet iyi anladıkları halde, sırf kibirlerinden dolayı ona inanmak istemezler ve sağırmışçasına onu duymazdan gelirler. Onlara acıklı bir azap müjdemiz var.

8-Senin peygamberliğine iman eden ve ilahi emirlere uygun yaşayanlara da, içerisinde sonsuza kadar huzur içinde yaşayacakları nimet dolu cennetleri müjdele!
9-Bu, onlara sonsuz kudret ve hikmet sahibi Allah'ın vaadidir.

10-Ey Allah'a ortak koşan ve onun nezdinde bazı varlıkları şefaatçi kabul eden müşrikler! Görmez misiniz ki Allah, içinde yaşadığınız kainatı muazzam bir ahenk içinde yaratmıştır. Üzerinizdeki şu muhteşem gökyüzünü direksiz bir şekilde inşa etmiş, yeryüzünü sabit tutmak üzere yalçın dağlar yaratmış, her türlü canlının yaşayacağı mükemmel bir ortam olarak düzenlemiş, türlü canlılar yaratmış, gökyüzünden yağdırdığı yağmur sularıyla yeryüzünü binbir çeşit bitkiyle donatmıştır. 
11-Bu muhteşem varlıkları yaratıp emrinize veren Allah olduğu halde, sizler nasıl olur da hiçbir şey yaratma gücüne sahip olmayan varlıkları şefaatçi kabul edip onları Allah'a ortak koşarsınız? Bilesiniz ki bu davranışınız büyük bir haksızlık ve büyük bir yanlışlıktır.

12-Vaktiyle hikmetli kulumuz Lokman'a ilettiğimiz gibi insan, kendisine bütün bu nimetleri bahşeden Allah'a kulluk etmeli, şirkten uzak durmalıdır. Çünkü sadece Allah'a kulluk eden kimse, sahip olduğu nimetlerin şükrünü yerine getirip dünyada da ahirette de kazançlı çıkmış olur. Allah'a ortak koşan kimse ise bu nankörce tavrıyla sadece kendine zarar verir. Çünkü Allah kimsenin kulluğuna muhtaç değildir. O, insanlara sırf merhametinden dolayı öğüt vermektedir. 

BİLGE İNSAN LOKMAN'IN DİLİNDEN TEVHİT ve AHLAK ÖĞÜTLERİ 

13-Vaktiyle Lokman, çocuğuna bu hakikati anlatarak şöyle nasihat vermişti: "Bak evladım! Sakın Allah'a ortak koşma, O'nun nezdinde bazı varlıkları şefaatçi kabul etme! Çünkü böyle bir davranış, her şeyi mükemmel bir şekilde yaratıp insanın hizmetine veren Allah'a karşı büyük bir nankörlük olur. 
14-İkinci olarak Allah, insana anne ve babasına karşı hürmetkar olmasını emretmiştir. Özellikle annenin evlat üzerindeki hakkı çok büyüktür. (bkz.Zemahşeri) Çocuğunu binbir zorlukla karnında taşımış, doğumundan sonra onu iki yıl süre ile emzirip yıllarca bakıp büyütmüştür. Bu yüzden insan, kendisini yaratan ve her türlü nimeti veren Allah'a kulluk ederek kendisi için türlü zorluklara göğüs geren ebeveynine de saygı ve hürmette kusur etmemesi gerekir. 
15-Fakat anne ve babası Allah'a şirk koşuyor diye, evladın onlara uyması, onların istekleriyle hareket edip Allah'a şirk koşması doğru olmaz. Böyle durumlarda onların değil, peygamberlerin ve tevhit ehli müminlerin yoluna uymak ve şirkten uzak durmak gerekir. Ancak bunu yaparken yine de anne ve babayı incitmemek, onlara iyi davranmak önemlidir. Neticede herkes öldükten sonra diriltilip Allah'ın huzurunda toplanacak ve kendi davranışlarından hesaba çekilecektir."

16-Lokman öğütlerine şöyle devam etti: "Evladım! Her zaman sorumluluğunun bilincinde ol! Unutma ki yaptığın hiçbir şey Allah'tan gizli kalmaz. Ayrıca küçümsediğin basit davranışlarının bile bir hesabı olacaktır. Yaptıkların ne kadar küçük ve gizli olursa olsun, Allah hepsinden haberdardır ve hepsinin hesabını soracaktır.
17-İşte bu bilinçle hareket et! Allah'a kullukta tevhitten sapma! Hep iyiliği benimse, kötülükten uzak dur! (bkz: emir bi'l-ma'rûf nehiy ani'l-münker)
("iyiliği iş edin, kötülükten uzak dur"(İslam'ın en önemli ilkelerinden biri)
Tevhit mesajını anlatırken karşılaştığın sıkıntılara karşı sabırlı ve dayanıklı ol! (bkz.Taberi) Bunlar Allah'ın insana kesin olarak emrettiği hususlardır." (bkz.Taberi, Zemahşeri

18-İnsanlara karşı büyüklük taslama, onlara dudak bükme, yeryüzünde böbürlenerek yürüme, toplum içinde kendini beğenmişlik yapma! İnsanlara zarar veren işlerin peşinde koşma! (bkz.Zemahşeri) Böyle davrananların Allah'ın hoşnutluğundan mahrum kalacaklarını unutma! Allah, kendini beğenip övünenlerin hiçbirini sevmez. 
19-İnsanlara karşı güler yüzlü / mütevazi ol! Her davranışında ölçülü ol! İnsanları hor görme! Yürürken alçakgönüllü ol, konuşurken sesini fazla yükseltme. Seslerin en çirkini merkep sesidir. Unutma ki insanları rahatsız eden ve başkalarına saygı göstermeyen kendini beğenmişlerin davranışları çok çirkindir ve Allah bu tür davranışları sevmez." 

KAİNATTAKİ TEVHİT DELİLLERİ 

20-Ey müşrikler! Nasıl olur da elinizde vahiy bilgisi olmadan Allah hakkında olur olmaz iddialar ortaya atar, O'ndan başka varlıkların O'nun katında size yardımcı olacağını düşünerek onlardan medet umarsınız! Bilmez misiniz ki şu muazzam kainatı yaratan, gördüğünüz ve görmediğiniz nice nimetlerle donatıp emrinize veren sadece Allah'tır. Öyleyse başka bir varlığı nasıl O'nun katında yardımcı kabul edersiniz?
21-Gerçek bu kadar açık ve net bir şekilde ortada olduğu halde niçin hala inatla şirke devam etmekte, "Atalarımızın miras bıraktıkları inançları terkedemeyiz" diye tutturmaktasınız? Halbuki inatla sürdürdüğünüz bu şirk inancı sizi cehennem ateşine sürüklemektedir.
22-Elçimiz Muhammed'in size ilettiği tevhit ise sizi Allah rızasına, dünya ve ahiret huzuruna ulaştıracak en sağlam yoldur. Kim bu tevhidi benimser ve şirkten uzak durursa bu sapsağlam ipe tutunmuş, kendisini kurtarmış olur. Yoksa atalarınızın peşinden gitmek sizleri kurtarmaz. Unutmayınız ki neticede hepiniz Allah'ın huzurunda hesaba çekileceksiniz. 

23-Ey Muhammed! Müşriklerin senin peygamberliğini yalanlamakta ısrar etmelerine üzülme! Onların inanmaları için kendini paralama! Kurdukları tuzaklar için de kaygılanma! Allah onların tuzaklarını boşa çıkaracak ve sizlere zafer nasip edecektir. (bkz.Zemahşeri) Allah onların yapıp ettiklerini, hatta kalplerindeki niyetlerini bilmektedir. Ahirette onları hesaba çekecek ve gerekli karşılığı verecektir.
24-Bugün seni yalanyan o müşrikler, şu geçici dünya hayatının nimetlerinin ardından acı bir azaba maruz kalacaklardır.

25-Aslında müşrikler yaptıkları şeyin tutarsız olduğunu kendileri de biliyorlar. Mesela onlara yeri göğü kimin yarattığını, şu muhteşem kainatı kimin düzenleyip insanın emrine verdiğini sorsan hemen, "Elbette ki Allah'tır" diye cevap vereceklerdir. Buna rağmen yine de medet umdukları varlıkların buna layık olmadıklarının farkında değildirler. 
26-Bu sebeple onlara de ki: "Bütün bu kainat yaratan yegane kudret Allah olduğu için, kulluk edilmeye layık kudret de O'dur. Aslında O'nun insanların kulluğuna ihtiyacı yoktur. Fakat yüce zat ve sıfatlarından dolayı kulluk edilmeye layık olan O olduğu için herkes sadece O'na kulluk etmelidir." (bkz.Razi)

27-Allah'ın yarattığı muazzam varlıklar ve insanlara olan nimetleri o kadar çoktur ki yeryüzündeki bütün ağaçlar kalem, bütün denizler mürekkep olsa, hatta bu kalem ve mürekkeplere katbekat (bkz.Razi) benzeri yedi deniz ilave edilecek olsa yine de Allah'ın nimetlerini yazıp bitirmeye yetmez. Allah sonsuz kudret sahibidir ve insanlar için en iyi olanı murat etmektedir. Sonsuz ilmiyle insanlara en yararlı olan mesajları peygamberlerine iletmektedir. 

28-Ey Müşrikler! Hepinizi tek bir nefsi yaratır gibi yaratan Allah, aynı şekilde diriltmeye de kadirdir. (bkz.Fatır 35/11) Nitekim Allah'ın bütün kainata ne kadar hakim olduğunu görmektesiniz.
29-Baksanıza, O'nun kurduğu bu muhteşem kainat düzeninde gecenin ve gündüzün süreleri kah uzayıp kah kısalmakta, güneş, ay ve kainattaki bütün varlıklar kendileri için belirlenen bir düzen içerisinde hareket etmektedirler.
30-Bütün bunlar, kulluk edilmeye layık yegane kudret olan Allah'ın sizleri tekrar diriltip hesaba çekmeye de kadir olduğunu, medet umduğunuz varlıkların ise böyle bir güce sahip olamadıklarını açıkça ortaya koymaktadır.
31-Gemiler bile denizlerde, O'nun kurduğu muazzam düzen sayesinde yüzmektedir. Aklı başında olan insanlar bütün bunlardan ibret alır ve şirkten vazgeçip elçimizin mesajına uyarlar. Ne var ki sizler şirkte ısrar ediyor ve hesap gününü hatırlatan elçimizle alay etmeye kalkışıyorsunuz. Bilesiniz ki Allah sizin bu tavrınızı görmekte ve elçimize söylediklerinizi işitmektedir. 

MÜŞRİKLERİN İKİYÜZLÜLÜKLERİ ve ŞİRK İNANCININ ALDATICILIĞI 

32-Ey elçimiz Muhammed! Müşriklerin bu samimiyetsiz tavırlarını gösterecek bir delil de şudur: Onlar denizde dalgalar arasında kalacak olsalar, o güne kadar medet umdukları varlıkların hiçbir yarar sağlamayacağını bildikleri için derhal Allah'a dua etmeye başlar, O'ndan başka her şeyi unutuverirler. Ne var ki Allah, kendilerini kurtarıp sağ salim kıyıya çıkmalarını sağladığında kendilerine her türlü nimeti veren Allah'a kulluk etmek yerine eski inançlarına geri dönerler.

33-Ey müşrikler! Tevhidi ortaya koyan bu kadar açık ve net deliller karşınızdadır. Artık şirkten vazgeçin. O'ndan başka hiçbir varlığın kulluğa layık olmadığını anlayın. Medet umduğunuz varlıkların ahiret gününde size yardım edeceklerine inanıp da aldanmayın. Çünkü o gün hiç kimsenin kimseye bir yararı olmayacaktır. Hatta babanın oğluna dahi faydası olmayacaktır. Bu yüzden aklınızı başınıza toplayın ve başka varlıkların yardım ve şefaatlerini ummaktan vazgeçin, tevhide ve elçimizin mesajlarına uyarak kendinizi kurtarmaya bakın!

34-Allah'tan başka hiçbir varlık kendisinden medet umulmaya ve kulluğa layık değildir. Yaratan ve sonsuz kudret sahibi olan yalnızca O'dur. Kıyametin ne zaman kopacağını bilen, yağmuru yağdıran, sahip olduğunuz her nimeti size bahşeden O'dur. O'ndan başka hiç kimse yarın ne olacağını bilemez. Doğacak çocuğun geleceğini, kimin nerede öleceğini bilen sadece O'dur. Dolayısıyla kahinlerin ve benzeri kimselerin güya gelecekten haber vermeye kalkışmaları yalancılıktır. (bkz.Zemahşeri) Elçimiz Muhammed'in mesajı ise, sınırsız ilmiyle her şeyi bilen Allah tarafından vahyedilen hakikattir. 

(Surelerin Türkçe özü için, Sayın Hasan Elik ve Sayın Muhammed coşkun hocalarımızın ilmine ve onların "İndirildiği Dönemin Işığında Kur'an Tefsiri - Tevhit mesajı" isimli muhteşem eseri ile Sayın Abdülaziz Bayındır hocam ile Sayın Hakkı Yılmaz hocalarımın ilimlerine minnettarım)

Diğer sureler için link;
TÜRKÇE ÖZLÜ KURAN ve DİĞER YAZILAR