11 Ağustos 2017 Cuma

KURAN -99- (47) MUHAMMED SURESİ TÜRKÇE ÖZÜ

(Bismillahirrahmanirrahim)
(her şeye) Yaratılmışlara sonsuz ve sınırsız lütuf, ihsan, rahmet bahşeden, rahmetiyle sayısız nimetler ihsan eden, merhameti ve rahmeti bol, kulluk edilmeye layık tek ilah Allah'ın ismi ile (yardımıyla) (başlanır)
\Aynı zamanda müşriklerin bir işe başlarken Allah yerine kendi ilahlarının adlarını zikretmelerine nispettir\

38 Ayet - /Tevhit davasının son temsilcisi aziz peygamber/

----- Medine'de henüz müslümanların müşrikler karşısında belirleyici bir zafer kazanmamış oldukları bir dönemde vahyedilmiştir. Müşriklere ve münafıklara yönelik eleştirilerin hakim olduğu surenin ana teması Hz.Muhammed'e iman ve sadakattir. Müminlere karşı her türlü düşmanlığı reva gören müşriklerle savaşma konusunda teşvik edici ifadelerin ağırlıklı olarak yer alması sebebiyle Kıtal (Savaş) suresi olarak da isimlendirilmiştir -----
(bkz.Hasan Elik & Muhammed Coşkun, "İndirildiği Dönemin Işığında Kur'an Tefsiri)

PEYGAMBERİ İNKAR EDEN ve KENDİLERİNİ DOĞRU YOLDA GÖREN MÜŞRİKLERİN DURUMU

1-Tevhidi ve Allah'ın elçisi Muhammed'in peygamberliğini reddeden ve insanların tevhidi benimsemelerine engel olmak için ellerinden gelen her şeyi yapan Mekke müşrikleri (bkz.Taberi) her ne kadar Kabe'nin hizmetinde bulunduklarını söyleyerek kendilerini doğru yolda görüyor olsalar da, peygamberi inkar etmeleri sebebiyle Allah onları cehenneme atacak, tevhide karşı giriştikleri planları boşa çıkartacaktır. (bkz.Ebussuûd, Şevkani)

PEYGAMBERE İMAN EDEN TEVHİT EHLİ MÜMİNLERİN ALACAKLARI ÖDÜL

2-Tevhide ve elçimiz Muhammed'e iman eden, Kur'an'ın ilahi vahiy olduğunu kabul eden ve ilahi emirlere uygun yaşayanlar ise Allah tarafından hem dünyada muzaffer kılınacak (bkz.Zemahşeri) hem de iman ve amellerinden dolayı ilahi affa mazhar olup cennetle ödüllendirileceklerdir.

3-Buna karşılık müşrikler dünyada da ahirette de perişan olacaklardır; çünkü müminler Allah'ın gönderdiği peygambere ve ilahi vahye inanıp itaat ederken, müşrikler bu peygamberi inkar edip öteden beri inanmakta oldukları asılsız şirk inancında ısrar etmişlerdir. İşte Allah müminler ile müşrikler arasındaki farkı bu şekilde açıkça ortaya koymaktadır.

DÜŞMAN KARŞISINDA KARARLI BİR ŞEKİLDE SAVAŞMA EMRİ

4-Ey elçimiz Muhammed'e iman edenler! Tevhidi ve elçimizin peygamberliğini kabul etmeyen ve size karşı savaşan müşriklerle savaş alanında karşı karşıya geldiğiniz zaman cesur ve kararlı bir şekilde savaşın ve onların boyunlarını vurun! İyice mukavemetlerini kırdığınızda etraflarını sarıp elinize geçirdiklerinizi esir edin ve savaş durumu sona erdiğinde bu esirleri gerek fidye karşılığında gerekirse fidyesiz olarak serbest bırakın! Gerçek şu ki Allah o müşrikleri savaş olmadan da çeşitli yollarla helak etmeye kadirdir. Fakat müminlerin inanç ve kararlılığının ortaya çıkması ve gerçek anlamda inanan sadık müminlerin belli olması için size onlarla savaşmayı emretmiş bulunmaktadır. (bkz.Taberi) Bu ilahi emre uyarak savaş meydanına çıkan ve orada canlarını veren müminlerin yaptıkları karşılıksız bırakılmayacak
5-Cennete ulaştırılıp muazzam bir şekilde ödüllendirecekler
6-Onlara vaat edilen cennete dahil edileceklerdir. 

7-Ey elçimiz Muhammed'e iman edenler! Eğer elçimiz Muhammed'e destek verir ve onun yanında savaşa katılırsanız Allah da sizlere yardım edecek, düşmanınız karşısında sizi güçlü ve muzaffer kılacaktır. (bkz.Taberi)  

MÜŞRİKLERİN CEZASI

8-Elçimiz Muhammed'i inkar eden müşrikler ise dünyada da ahirette de perişan olup gidecekler, umduklarına hiçbir şekilde kavuşamayacaklardır. 
9-Çünkü onlar Allah tarafında elçisine gönderilen vahye iman etmemişler, peygamberi yalancı ve sihirbaz olarak nitelendirmişlerdir. (bkz.Taberi) Bu yüzden de, her ne kadar Kâbe'nin hizmetini yapmak gibi övündükleri amelleri bulunsa da, sonunda cehenneme gireceklerdir. 

10-Elçimiz Muhammed'i inkar eden ve tevhide karşı her türlü düşmanlığı yapan bu müşrikler geçmişte peygamberlere karşı böyle düşmanca tavır alanların Allah tarafından helak edilmesinden ders almazlar mı? Evet, tıpkı geçmişteki inkarcılar gibi Mekke müşriklerinin başına da aynı şey gelecektir. (bkz.Taberi)  
11-Zira Allah her zaman, tevhidi ve peygamberleri destekleyip muzaffer kılmıştır; buna karşılık tevhide ve peygamberlere düşmanlık edenler, güvendikleri putlardan hiçbir zaman yardım görememişlerdir. 

MÜMİNLERİN ÖDÜLÜ

12-Allah, tevhide ve elçisi Muhammed'e inanan ve ilahi emirlere uygun yaşayan müminleri içlerinde ırmakların çağıldadığı muhteşem cennetleriyle ödüllendirecektir. Tevhidi ve elçimizi inkar eden müşrikler ise şu fani dünya hayatında bir süre daha hayvan gibi yiyip içerek sorumsuzca ve nankörce yaşayacaklar, (bkz.Taberi) fakat sonunda mağlup olacak ve nihayetinde cehenneme gireceklerdir. 

13-Ey elçimiz Muhammed! Seni Mekke'den hicret etmek zorunda bırakan müşriklerin şu anda güç ve kudret sahibi olmalarına aldırma! Unutma ki Allah geçmişte onlardan çok daha güçlü olan nice müşrik toplumları helak etmiştir. Bunların akıbeti de öyle olacaktır, medet umdukları varlıklar da onları bu hazin sondan kurtaramayacaktır. 

14-İlahi vahye tabi olan peygamber ve ona inananlarla vahyi inkar eden ve buna rağmen kendilerini doğru yolda gören müşrikler elbette Allah katında bir tutulacak değildirler. Müşrikler kendi keyiflerine göre davranıyorlar.
15-Peygambere inanan ve ilahi emirlere uygun yaşayan müminlere vaat edilen cennet; içerisinde her dem taze berrak suların, tadı bozulmayan sütlerin, leziz içeceklerin ve saf süzme balların nehir olup aktığı, türlü meyvelerin bulunduğu muhteşem bahçeler şeklindedir. Müminler orada Allah'ın şefkat ve merhametine mazhar olmuş bir şekilde konaklarken müşrikler adeta bağırsaklarını yakıp kavuracak kaynar suları içecekleri cehennem ateşine girecek ve orada sonsuza kadar kalacaklardır.

MÜŞRİKLERLE İŞBİRLİĞİ YAPAN MÜNAFIKLAR

16-Ey elçimiz Muhammed! Senin yanında iken mümin gibi davranıp sana güya kulak veren, fakat dışarı çıktıklarında gerçek müminlere yaklaşıp, "Az önce Muhammed neler anlattı sahi?" diye sorarak, seni ve anlattıklarını önemsemediklerini özellikle gösteren (bkz.Taberi) münafıklar, Allah tarafından kalpleri mühürlenmiş, kendi isteklerine uymayan ilahi emirlere karşı adeta sağır kesilmiş durumdadırlar. (bkz.Razi)   
17-Oysa senin peygamberliğine iman edenler gönderilen her bir vahiy ve senden duydukları her bir söz sayesinde imanlarında daha kararlı ve sebatkar, ilahi emirlere uyma konusunda daha gayretli olurlar. 

18-Senin peygamberliğine inanmayan müşrikler ve münafıklar (bkz.Taberi) bu kadar delile rağmen, gerçeği anlamak için illa kıyametin gelip çatmasını mı bekliyorlar? Gerçek şu ki tevhit ehli müminler gün geçtikçe güçlenmekte ve müşriklerin etrafındaki çember giderek daralmaktadır. Dolayısıyla başlarına hezimetin çökmesi yakındır. (bkz.İbn Aşur) Kaldı ki onların alaya aldıkları o gerçek kıyamet geldiği zaman artık inanmaları da bir işe yaramayacaktır. 

19-Ey elçimiz Muhammed! Sen onların bu tavırlarına aldırma ve dosdoğru tevhit yolunda yürümeye devam et! Zira Allah'tan başka kulluk edilmeye layık kudret yoktur. Onların seni ve müminleri suçlu ve günahkar görmelerine de aldırma ve size karşı yöneltilen bu suçlama ve düşmanlıklar son bulsun, müminler muzaffer olsun diye Allah'a dua et! (Hüseyin et-Tabâtabâi, "el-Mizan fi tefsiri'l-Kur'an") Zira Allah sizin her türlü güç ve zafiyetinizi bilmektedir ve her halinizden haberdardır.

20-Elçimize iman edenler, müşriklerin baskı ve tehditlerine son vermek için onlarla savaşmak istemekte ve Allah tarafından kendilerine bu hususta izin verildiğini bildiren ayetlerin vahyedilmesini canı gönülden temenni etmektedirler. Müminler arasında bulunan münafıklara gelince, onlar cihadı arzu ediyormuş gibi konuşurlar, ancak savaş izni ve emri veren ayetler vahyedildiğinde korkudan gözleri baygınlaşır ve sersemlemiş gibi bakakalırlar. Onlara yakışan da budur. 
21-Oysa yapmaları gereken, tıpkı gerçek müminler gibi ilahi emre itaat etmek ve elçimizin sefer emrine olumlu cevap vermektir. Bu, kendileri için daha hayırlı olurdu. 

22-Ey elçimiz Muhammed'e sadakat göstermeyen münafıklar! Siz kendinizi ve akrabalarınızı koruma adına Muhammed'in emrine uymayarak aslında tekrar Cahiliye günlerine dönmüş olacağınızı ve Mekke müşrikleriyle savaşmaktan kaçınalım derken eskiden olduğu gibi tekrar Medine'de birbirinize düşeceğinizi, elçimiz Muhammed'in Medine'ye gelmesinden önce yaptığınız iç savaşların tekrar başlayacağını düşünemiyor musunuz? (bkz.İbn Aşur)

23-Doğrusu elçimizin emrine muhalefet eden münafıklar Allah'ın rahmetinden mahrum kalmış kimselerdir. Bunlar bu tür davranışları sebebiyle kör ve sağır gibi olmuşlardır. 
24-Adeta akılları başlarında değilmiş gibi davranmakta ve ilahi vahyi hiç düşünmemektedirler. 

25-Muhammed'in peygamber olduğunu anlamış olmalarına rağmen sırf başka hesaplar peşine düşüp ona ihanet edenler şeytanın aldatmacasına kanmışlardır.  
26-Münafıklar gidip müşriklerle gizli işbirliği yaparak onlara, "Sizinle güç birliği yaparız" demişlerdir. (bkz.Taberi) Doğrusu Allah onların bu gizli planlarından haberdardır ve bu yaptıklarını cezasız bırakmayacaktır. 

27-Melekler onların canlarını eziyet ederek aldığında, halleri çok perişan olacaktır.  
28-Evet, onlar buna müstehaktırlar; çünkü Allah'ın elçisine iman edip O'nun rızasına ulaşmak yerine müşriklerin peşine düşmüş ve Allah'ın vereceği cezayı hak etmişlerdir. 
29-Elçimiz Muhammed'e ve müminlere karşı besledikleri düşmanlığın Allah tarafından ortaya çıkarılmayacağını sanmışlar ve sürekli münafıklık yapmışlardır. Neticede Allah da onların umutlarını boşa çıkarmış ve kendilerini gerekli şekilde cezalandırmıştır. 

30-Ey elçimiz Muhammed! İşte böylece Allah, sana münafıkların özelliklerini anlatmakta ve onlara karşı dikkatli olman için seni uyarmaktadır. Gerekseydi Allah onları sana tek tek tanıtırdı ve yüzlerine bakınca onları hemen tanırdın ama zaten bu anlattığımız özelliklerinden ve konuşurken sana ve müminlere karşı kullandıkları alaycı ifadelerden onları tanıyabilirsin. Allah herkesin gizli ve açık bütün amellerini bilmektedir. 
31-Müminler içerisinde inançlarına sadakatle bağlı olan ve bu uğurda her türlü fedakarlığı gösteren, ilahi emre uyarak savaşa çıkan gerçek müminler ortaya çıksın diye sizleri imtihan etmektedir. 

MEDİNE YAHUDİLERİNİN ELEŞTİRİSİ

32-Tevhidi reddeden, insanların bu inancı kabul etmelerine engel olmak için ellerinden gelen her şeyi yapan, elçimiz Muhammed'in Allah'ın peygamberi olduğunu anladıkları halde ısrarla ona muhalefet ve düşmanlık eden Medine yahudilerinin (bkz.Zemahşeri) bu düşmanlıkları tevhide hiçbir zarar veremeyecek ve yaptıkları planları boşa çıkartacaktır. Ayrıca elçimize düşmanlık ettikleri için Allah onları cehennem ile cezalandıracak, pek övündükleri amelleri heba olacaktır.

PEYGAMBERE İTAAT

33-Ey müminler! Sakın bu yahudi ve münafıklar gibi elçimize muhalefet etmeyiniz; unutmayınız ki Muhammed'e iman ve itaat etmedikten sonra yaptığınız amellerin hiçbiri sizi kurtaramaz! 

34-Tevhidi ve elçimiz Muhammed'i inkar eden ve insanları bu inançtan alıkoymaya çalışan ve bu yaptıklarından tövbe etmeden ölenleri Allah asla affetmeyecek ve onları cehennem ile cezalandıracaktır.

35-Ey elçimiz Muhammed'e iman edenler! Size karşı her türlü düşmanlığı yapan müşriklere karşı savaşmaya hazır olunuz, onlara karşı gevşeklik ve zafiyet göstermeyiniz! Üstün olduğunuz halde, düşmanın sizi zayıf görmesine yol açacak şekilde (bkz.İbn Aşur) barış ve anlaşma teklifinde bulunmayınız. Kararlı duruşunuzla onları caydırınız. Unutmayınız ki Allah size yardım edecek ve sizi muzaffer kılacaktır. 

MADDİ FEDAKARLIK

36-Elçimizin emirleri doğrultusunda düşmana karşı savaş için maddi fedakarlık yapınız; dünyevi menfaatler uğruna kararlılığınızı bozmayınız! Dünya hayatının gelip geçici olduğunu, elçimize sadakatle iman edip ilahi emirlere titizlikle uyduğunuz takdirde Allah tarafından en güzel şekilde ödüllendirileceğinizi ve sizden istenen fedakarlığın bütün malınızı (bkz.İbn Aşur) mülkünüzü vermek olmadığını unutmayınız.

37-Sizden istenen fedakarlık, sahip olduğunuz her şeyi vermeniz değildir. Eğer Allah sizden mallarınızın hepsini isteyip sizi zorlasaydı buna karşı çıkar cimrilik eder, Allah'a kinlenirdiniz.
38-Oysa Allah sizden düşmana karşı savaşmak için gücünüz ölçüsünde maddi fedakarlık yapmanızı istemektedir. Buna rağmen münafıklar bu fedakarlığı yapmaktan geri durmakta ve cimrilik etmektedirler. Doğrusu bu noktada cimrilik edenler zararlı çıkarlar. Zira Allah bütün kainatın malikidir ve O'nun tevhit dini ve elçisi Muhammed kimsenin yardımına muhtaç değildir. Tam tersine sizler bu dine ve Allah'ın elçisinin rehberliğine muhtaç durumdasınız. Eğer bu ilahi emirleri dikkate almaz ve bu tevhit mesajını taşımazsanız Allah bu görevi sadakat sahibi başka bir topluma verir. Muhakkak onlar size benzemeyeceklerdir. 

(Surelerin Türkçe özü için, Sayın Hasan Elik ve Sayın Muhammed coşkun hocalarımızın ilmine ve onların "İndirildiği Dönemin Işığında Kur'an Tefsiri - Tevhit mesajı" isimli muhteşem eseri ile Sayın Abdülaziz Bayındır hocam ile Sayın Hakkı Yılmaz hocalarımın ilimlerine minnettarım)

Diğer sureler için link;